Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karga gül dalına konsa Gülün kadrini ne bilir Kendi kadrini bilmeyen Elin kadrini ne bilir Koyundur kuzuya meleyen Kelptir ıssını dalayan Şeker deyü şap yalayan Balın kadrini ne bilir Sofra kıyısın bükmeyen Meydana ekmek dökmeyen Hakk'ın korkusun çekmeyen Kulun kadrini ne bilir Yiğit atadan olmayınca Adı dünyaya gelmeyince El kapısın görmeyince Malın kadrini ne bilir Varmazıdım gül olmasa Yapışacak dal olmasa Pir Sultan Abdal olmasa Şalın kadrini ne bilir
Sayfa 360Kitabı okudu
Her ne cevreylesen üstüme almam Bana şirin gelir dillerin dostum Hercai olana meylimi vermem Kış ola tutula yolların dostum Meyil vermem müraiye şaşkına Özün yetir bir kamile pişkine Ali'yi seversen pirin aşkına Gel dola boynuma kolların dostum Ağyar olan ayıbını bildirir Sağ yar olan Hak mizanın buldurur Engel girmiş gonca gülün yoldurur Dök zülfün yüzüne tellerin dostum Umarım onmasın benden ayıran Bağa nadan girmiş sevdiğim uyan Kula dulda ise Allah'a ayan Senden ayrılalı ağlarım dostum Abdal Pir Sultan'ım gülüm yolmuşlar Şu benim yarime nice kıymışlar Umarım dünyaya malın vermişler Sensiz şu dünyayı neylerim dostum
Sayfa 300Kitabı okudu
Reklam
Evvel Allah deyip kitap açınca Elif ile gelen faldan korkarım Ben de cahil idim kendimi bildim Verdiğim ikrardan yoldan korkarım Aceptir şunların bizde nesi var Cennet haktır cehennemin sesi var Hakk'ı batıl deyú söyler asi var Hakk'ın azıttığı kuldan korkarım Hak teala gökten rahmetler saçar Yeryüzünde türlü çiçekler açar Deryası bulanmış köpürür coşar Boz bulanık akan selden korkarım Bizim eller yaylasına gidiyor Kelp irakip ensemizden güdüyor Şimdi eller bize bühtan ediyor Mü'minden değil münkirden korkarım Pir Sultan Abdal'ım anlar dúvazda Kiramen kâtibin hayırım yaza Yarın mahşer günü gel olur bize Şerrim ağlar gelir andan korkarım
Sayfa 252Kitabı okudu
Şu yalan dünyaya geldim geleli Gönül senden özge yar bulamadım Yaralandım al kanlara bulandım Elimin kanını yur bulamadım Güzel olan n'eyler altın akçayı Arif olan düzer türlü bohçayı Vücudunda seyreyledim bahçeyi
Sayfa 239Kitabı okudu
Bu yıl bu dağların karı erimez Eser bad-ı saba yel bozuk bozuk Türkmen kalkıp yaylasına yürümez Yıkılmış aşiret il bozuk bozuk Kızılırmak gibi çağladım aktım El vurup göğsümün bendini yıktım Gül yüzlü ceranın bağına çıktım Girdim bahçesine gül bozuk bozuk Elim tutmaz güllerini dermeye Dilim tutmaz hasta hâlin sormaya Dört cevabın manasını vermeye Sazım düzen tutmaz tel bozuk bozuk Pir Sultan'ım yaratıldım kul deyi Zalimlerin elinde mi öl deyi Dost beni ısmarlamış gel diye Gideceğim amma yol bozuk bozuk
Sayfa 154Kitabı okudu
Derdim çoktur kangısına yanayım Yine tazelendi yürek yaresi Ben bu derde nerden derman bulayım Meğer şah elinden ola çaresi Türlü donlar giymiş gülden naziktir Bülbül cevreyleme güle yazıktır Çok hasretlik çektim bağrım eziktir Güle gelir gelir canlar paresi Benim uzun boylu selvi çınarım Yüreğime bir od düştü yanarım Kıblem sensin yüzüm sana dönerim Mihrabımdır kaşlarının aresi Didar ile muhabbete doyulmaz Muhabbetten kaçan âşık sayılmaz Münkir üflemekle çerağ söyünmez Tutuşunca yanar aşkın çırası Pir Sultan'ım kat-i yüksek uçarsın Selamsız sabahsız gelir geçersin Dilber muhabbetten niçin kaçarsın Böyle midir yolunuzun töresi
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
Şu karşı yaylada, göç katar katar, Bir güzel sevdası serimde tüter Bu ayrılık bana ölümden beter Geçti dost kervanı, eyleme beni. Şu benim sevdiğim başta oturur Bir güzelin derdi beni bitirir Bu ayrılık bana zulüm getirir
Sayfa 177Kitabı okudu
Güzel âşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Yemeyenler kalır naçar Gözlerinden kanlar saçar Bu bir demdir gelir geçer
Sayfa 121Kitabı okudu
Bir yiğidin eli düşse darlığa Ya onun halinden bilen olmalı Sonra eli erişirse varlığa Ulu eylediğin kimse bilmeli Eğer zengin isen “Gel beri” derler Kan eylesen senin terkini yurlar Fukara gelince “Kapıya” derler Fukaranın halin bilen olmalı Fukara özünü teslim eylese Girse hakikatin gölün boylasa Kitaba yarar bir cevap söylese Şimdiki dedeler elin almalı Pir Sultan Abdal’ım bu nasıl haldir Yiğidi meydana getiren maldır Fukaranın yüzü bir soğuk göldür Su bulup da ona gelen olmalı
Sayfa 159Kitabı okudu
Ne yatarsın bülbül kalk figan eyle Çağırıp ötmenin zamanı şimdi Kırmızı gül yeşil yaprakta kaldı Dalında ötmenin zamanı şimdi Benim Şahım gelir türlü naz ile Dili tuti kalbi irfan söz ile Kırmızı bâdeyle cura saz ile Muhabbet etmenin zamanı şimdi Benim Şahım gelişinden bellidir Ak elleri deste deste güllüdür Dertli olanların derdi bellidir Derde dert katmanın zamanı şimdi
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Nasıl yâr diyeyim ben böyle yâre Mecnun edip çöle saldıktan sonra Alemin gülleri al ile yeşil Şu benim gülüm solduktan sonra Coşkun çaylar gibi çağlamayan yâr Gönlümü gönlüne bağlamayan yâr Benim bu hâlime ağlamayan yâr Daha ağlamasın öldükten sonra Karadır kaşların keman istemem Şu gönlümde özge mihman istemem Ölsem de derdime derman istemem Ok vurup sinemi deldikten sonra Pir Sultan Abdal'ım sürerim bu yolu Şahı velayetin olmuşuz kulu İster yağmur yağsın isterse dolu N‘idem ben ummana daldıktan sonra
Ötme bülbül ötme, şen değil bağım Dost senin derdinden ben yana yana Tükendi fitilim, eridi yağım Dost senin derdinden ben yana yana Deryadan bölünmüş sellere döndüm Vakitsiz açılmış güllere döndüm Ateşi kararmış küllere döndüm Dost senin derdinden ben yana yana Haberin duyarsın peyikler ile Yaramı sararsın seyikler ile Kırk yıl dağda gezdim geyikler ile Dost senin derdinden ben yana yana
Gafil gezme şaşkın birgün ölürsün Dünya kadar malın olsa ne fayda Söyleyen dillerin söylemez olur Bülbül gibi dilin olsa ne fayda Kurtulamazsın Azrail'in elinden Bir gün olur çıkarırlar evinden Hakk'ın kelamını koyma dilinden Dünya kadar pulun olsa ne fayda Sen de dersin söz içinde sözüm var Çalarsın çırparsın oğlum kızım var Senin şunda üç beş arşın bezin var Bütün dünya malın olsa ne fayda Yalan söyler kov gıybetten geçmezsin Helalını haramını seçmezsin Kesilir nasibin su da içmezsin Akan çaylar senin olsa ne fayda Pir Sultan Abdal'ım çökse otursa Külli günahlarım alsa götürse Dünya benim diye çekse getirse Bütün Dünya salın olsa ne fayda
Nasıl yâr diyeyim ben böyle yâre Mecnun edip çöle saldıktan sonra...
Sayfa 42
398 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.