Sarmaşık Düeti 7
Peki niye hep "Gitme." dediklerimiz gitti? Kırık kanadımızı gösterdiklerimiz, kalbimizin kuytu köşelerini yağmaladılar. Açmaya korktuğumuz yaralarımızı sarar diye önüne serdiğimiz,tekrar yarayı deşen insanlar... Bir insan bu kadar kötü olabilir mi? Can yakarken yüreği huzurla dolabilir mi? Acı geçer, geçmiş geçer fakat gözyaşlarım hâlâ yanaklarımı cayır cayır yakıyor. Gözümün bebeği olmak varken neden gözyaşım oldun ki? Neden? Bir soru işaretine sığdırdım ben geçmişimi. Yıllar geçti, o cevabı asla bulamadım. Açılan yaralar geçmiyor, kabuk bağlıyor ve bizler geçti sanıp o kabuğu soyuyoruz, yine yeniden kanıyoruz, defalarca kanıyoruz.
23 Mayıs 2020 tarihinde yazmışım.
Kronik rahatsızlığım olduğundan dolayı Mart ayında kontrole gittim. Sırada giriş için bekliyordum, arkamdan biri bana "Şu karşıdaki kadını tanıyor musun?" diye sordu. Ben de "Hayır" dedim. "Güzel mi?" diye sordu, ben de "Evet" dedim. "Şuradaki adamı tanıyor musun?" diye sordu. "Hayır,
Reklam
AYNI ŞEYLER RESİTALİ
Her şey yerli yerine oturdu, Öyle geldi geçti bir anda. Sorgusu yoktu, Yorgundu elbet. Biraz sıkılmış, Bayağı stresli... Uzun uzun gitti,
Atatürk'ün Yazdığı "Tuna" Şiiri
Tuna Gafil hangi üç asır, hangi on asır Tuna ezelden Türk diyarıdır. Bilinen tarihler söylememiş bunu, Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak Dinleyin sesini doğan tarihin Aydınlıkta karaltılı şafak Yalan tarihi gömüp doğru tarihe gidin! Nehirlerdir Türkün şaşmaz yol mühendisleri Her nehir Türk'ü bilir her nehri Tuna'nın da kıyısından gitti
Saatimiz çalışıyor ama kalbimiz durmuş Çalışmıyor
Ne çocuklarımız, ne torunlarımız bakır mutfak eşyalarını tanımıyor. O kalaylı tasları, tencereleri, tavaları. Hiçbiri kalaylı bir maşrabadan kaynak suyu içmedi. Bakır eşyalar onlar için artık bir aksesuar, bir süs unsuru. Oysa vaktiyle o tavalar, o tencereler kimlerin elinden geçti. Kaç gelinin, kaç dedenin, kaç babaannenin bir ömrü dolduran
FİL VAK‘ASI
Kâbe-i Muazzama’yı, Mevlâ’nın emriyle, Âdem aleyhisselâm inşa etmişti. Nuh Tufanı’ndan sonra da Hz. İbrahim aleyhisselâm ve oğlu İsmail aleyhisselâm beraberce -yeniden- inşa ettiler. İnşası tamamlandıktan sonra kendileri tavaf ettiler. Cenâb-ı Hakk’ın emriyle insanları da haccetmeye davet ettiler. Bu mübarek Kâbe, ibadet edenler, rükû ve secde
Reklam
Her gelişinde mektuplarını getiren benimkileri sana ulaştıran bu canayakın arkadaşına minnettarım. Galiba en yakın arkadaşın bu. Senden çok iyi bahsetti, birçok komik ve sıradışı anılarınızı anlattı. Keyifli ama kısa bir sohbet oldu. Avrupa’ya hemen dönmesi gerekiyormuş. Kimseye kızgın değilim bayım. Hiç kimseden nefret etmiyorum, hiç kimseye öfke duymuyorum. Bu insanlara sevgim de yok. Hissizim kısaca. Bazı insanlar sevgiye ihanet eder, bazı insanlar iyi değildir, bazı insanlar kıskançtır. Bizim birçok samimi dostlarımız var. Herkesle iyi olamayız. Bu mümkün değil. Konuşulanları kafana takma! Sen başarılı bir adamsın. Cesursun, çalışkansın ve insansın. Bak, bir dostunla da bugün tanıştım. Günümde bu yüzden güzel geçti. Sana anlatmak istediklerim var. Gülsüm olayından sonra başka tuhaf olaylarda gelişmeye başladı. Mesela geçen büyük bir kavga çıktı. Seçim kavgası! İnsanlar bir oy yüzünden davalı oldular. Bu mahalleninde huzuru gitti. İnsanlar birbirlerini öldürücek gibi bakıyorlar.Beni de karşı taraf olduğum için büyük bir topluluk küs oldu bana. Ben de böyle olunca korktum.Hem kendim için hem de senin için duacıya gitmeye karar verdim. Ama duacı kapıyı açmadı. Kimseye görünmek istemiyormuş o sıralar. Sonra birgün öldüğü haberini aldım. Anlatmak istemiyorum bayım daha fazla .Yeter bu kadar!
Ey İnsan! Hoşlanmadığın şeyler işittiğinde kaçma! Her hoşlanmadığın şeyi sana yapılmış bir kötülük sanma! Suratların düşeceği, hiç bir amelinin gizli kalmayacağı ve hiç bir yere kaçışın olmayacağı ve meleklerin seni kuşatıp hesaba çekecekleri gün gelmeden sen kendini hesaba çek.! Ey genç! Daha vakit var deme! Ölümü uzak görme! Bak bende bir zamanlar gençtim ama vakit çok hızlı geçti yaşlandım. Ey İhtiyar! Ölüm sana bana çok yakın! Gafletten uyan, yakın olana hazırlan. Gençlik gitti çok az bir zaman kaldı. Acil muhasebeni yap. Ahirete ne hazırladın ona bak! Şirk, riya hazırladığın her şeyi yok eder, sıfırlar unutma!
Bir idamlık Ali vardı, asıldı; Kaydını düştüler, mühür basıldı. Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı. Ondan kalan, boynu bükük ve sefil; Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.