Kitap, Drogo'nun oldukça eski ve pek de etkileyici olmayan Bastiani Kalesi'ne tayininden sonra yaşadığı süreci anlatır. Drogo'nun kalede bulunmak istememesiyle başlayan süreç Drogo'nun beklentileriyle uzun yıllar süren bir görev azmine dönüşecektir.
Hakkında pek bilgi sahibi olmadıkları Tatar Çölünden gelecek düşman ordusu onları orada tutacak en güçlü sebeptir. Oysa kalede bulunanlar asıl gerçeği birbirlerine itiraf edemeden yıllarca orada beklemekteler. Bu bekleyiş öyle gelişigüzel bir bekleyiş ki o sırada Drogo, yaşamın tüm güzel yanlarını, evlenip aile kurmayı tabiri caizse kaçırmıştır.
Drogo, kaledeki subaylar gibi bu bekleyişin anlamsız olduğunu itiraf edemeyenlerdendi. En ufak umut kırıntısında orada var olmasına yüklediği anlam kuvvetli bir şekilde gün yüzüne çıkıyordu. Ardı arkası kesilmeyen kıpırtısız nöbetler, görev değişimleri bir türlü gelmeyen tek bir amaca hizmet ediyordu. Oysa onlar beklerken günler, aylar ve yıllar acımasızca geçiyordu.
Evlerde, şehirlerde insanlar yaşamın tatlı tınısına kulak vermişken Drogo, mazgal deliği gibi bir pencereden kuzeydeki ovaya bakıyordu. Bütün bunların sebebi kibirinden girdiği bir iddiaydı. Oysa şimdi Drogo'yu kendisinden başka düşünecek ve sevecek kimse yoktu. İşte öyle bir anda dünyada yapayalnız olduğunu anladı.