Türk Efsaneleri
Türk Efsaneleri Kim demiş Türkler denizci bir ulus değil diye! İnsanlığın ikinci atası Nuh Türk olup insanlığı gemisi ile Anadolu'da kurtardı. Son Türk efsanesini canlı ölüler ibreti ile mahşer tufanı efsanesi olarak yaşıyoruz. Yaşananlar yaşandı, yaşanacaklar yaşanacak. Yaşadıklarınıza bir anlam veremiyorsanız, ilmi bir mana ile
Osmanlı İmparatorluğu gerçek ve kesin bir şekilde Fatih Sultan Mehmed devrinde kurulmuştur.
Reklam
#sultan&şah
" Yalancı hayata gerçek bir teselli, mavera âleme sonsuz bir dokunuş gibi hissettim onu. "
Kapı YayınlarıKitabı okuyor
Osmanlı İmparatorluğu'nun her bakımdan gerçek kurucusu İstanbul Fatihi Sultan Mehmet'tir.
Felsefe-Düşünce , Deneme-İnceleme
Son sözü söyleme yetkisinde bir otoriteye sahip olmak, ünlü olmak, zengin olmak, sanki tüm engeller kolayca aşılabilirmiş gibi insana gurur ve kaprisle dolu bir yenilmezlik duygusu verebilir. Ancak en büyük gerçek, insan ne kadar güçlü ve başarılı olursa olsun, ölümün her zaman her gücün üstünde olduğudur. Hani meşhur bir söz vardır, ''Ölmezse Sultan Süleyman ölmezdi'' diye. Yani servet sahibi olmak da, çok ünlü olmak da, fiziki olarak en güçlü olmak da yetmiyor; ölüm insanoğlunun aciz bir kul olduğunu gözler önüne seriyor.
Sayfa 45 - Az KitapKitabı okuyor
İşte bu tür soruların cevabı aranırken ortaya çıkan gerçek tek değil, isteyen istediğini seçebilir! Padişah'ın eğlence merakı, devletin dümenini eline almak istemiyor gibi görünmesi gidişattan memnun olduğu içindir, denebilir. Hakikaten gidişat memnuniyet verici mi? Hiçbir şey gizli değil, meydanda görünen haliyle Osmanlı İmparatorluğu hâlâ dünyanın bir numaralı devleti. Doğu'da ve Batı'da ordularımız zaferler kazanmaktadır; gitmese de görmese de o zaferler bir mânada Padişah adına yazılıyor.
Reklam
#sultan&şah
" Ey mülkün gerçek sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın. Dilediğini yüceltir ve dilediğini düşürürsün. Her türlü iyilik senin elindedir; gerçekten sen her şeye kadirsin. " ( Al-i İmran Suresi 26, )
Kapı YayınlarıKitabı okuyor
"Sultan Hamid tahta geçtiği zaman Avrupalılar Bosna Hersek memleketini ellerine geçirmek, Islahatın mutlaka iki ay içinde uygulanmasını sağlamak için baskılarda bulundular. Artık Osmanlı Devleti'nin başlı başına kendisini yönetmeye yetersiz kabul edilmesi gerektiğini ve bundan dolayı emri altına almak gerektiğini kesin bir şekilde
Sayfa 359 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Son yüz senelik devlet hayatı, millet hayatı ve siyaset hayatını göz önüne getiriniz! 19. asrın başlangıcında Devlet-i Aliye-i Osmaniye birçok kayıplara rağmen geniş bir imparatorluk idi. Fakat efendiler, bu imparatorluk bir baskıcı saltanat tarafından yönlendirilmekte ve yönetilmekte idi. Buna karşı Avrupa'yı aynı tarihte düşününüz: Avrupa'nın her tarafında ortaya çıkan birtakım hür fikirlerden dolayı kendilerine layık birtakım ilmî ve idari müesseseler kurmaya başlamışlardır… Sultan II. Mahmud, memleketin yönetimini düzeltmek, gelişmeler elde etmek için girişimde bulunmak istedi. Fakat, gerçekleşen girişimler Avrupa'yı taklit etmek oldu. Avrupa kanunlarını almak, Avrupa düzenlerini almak, Avrupa'nın elbisesini giymek gibi birtakım düzeltme girişimlerinde bulundu. Fakat bu gerçek, olumlu bir sonuç vermedi, veremezdi. Çünkü düzeltmeleri için taklitçiliğe yönelinmişti. Avrupa kıyafetini aldık. Fakat fenalık, mutluluk, felaket bir milletin alış şekline bağlıdır. Onun nedenlerini ve araçlarını kullandığımız zaman gideceğimiz amaç onun için mutluluk olmasına rağmen kendimiz için felakettir… Biz kendi benliğimiz içinde kendi huy ve yaratılışımızla ilerliyoruz ve ilerleyeceğiz…"
Sayfa 358 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Osmanlı'da "Kardeş ve evlat katli"
Fatih Sultan Mehmed Han, devletin daha evvel içine düştüğü birtakım tehlike ve hataları değerlendirip «Fâtih Kânunnâmeleri» denilen ka- nunnâmeleri hazırladı. Lakin sanılmamalıdır ki bunlar, onun veya o devirdeki ricâlin şahsî düşüncelerini aksettirir. Asla!.. Devlet idaresine dair pek çok kâide ihtiva eden bu kanunnâmelerde günümüze kadar
Sayfa 124 - Erkam yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İnsanın yaşamı, ulusların, bütün bir insanlığın yaşamı, tıpkı bir maskeli karnaval gibidir: hepsi de ya bilgin-feylesof, ya yiğit-şövalye, ya kral- sultan, ya putperest rahibi, ya akıl, güzellik, müzik ya da şiir tanrıçası..gerçek deha kılığıdır bütün bunlar…O tanrıçaların, sultanların, feylesofların kılığı altında ise pazar vurguncusu, kendini beğenmiş mankafa ya da basbayağı dolandırıcı ruhu gizlidir.
Sayfa 171Kitabı okudu
su kıvrak akar dağ sana durur başparmak kayar, terler tütün sarar sarartır bir yol toprağa oturmayı kurar of de önündeki ekine
Sayfa 37 - Ayyıldız Matbaası - Ankara - 1978, SÜRGÜN HIZI
Kürdlerin Ermenilere Yardımı
Bu cinayetler yapılırken geride Kürdler Ermenileri muhafaza ediyorlardı. Çünkü Kürd milleti, özellikle Kürd gençliği yaradılış olarak mensup olduğu ırkının mühim bir şubesi olan Ermenilere öteden beri muhabbet ve samimi- yetle alaka göstermiş ve Ermenilerle kader birliği, elem birliği içinde olmuş ve aralarında kattiyen bir ayrılık hissi ve nefret
Ayasofya camii kime satıldı?
Soruyor gençler: Gerçekten de Tek Parti devrinde camiler kapatıldı mı? "İbadete kapatılmış olan Ayasofya örneği taş gibi önümüzde dururken başka kanıt aramaya ne hacet" diyorum kendilerine. Bir şaşkınlık vakfesi. Yüzleri karışıyor. Kimilerinin buruşuyor hatta. "Nasıl yani?" diye soruyorlar. Bu bölüm, işte o "Nasıl
Sayfa 215 - TimaşKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.