Taht için yapılan ölümcül kardeş kavgalarının sonucu, Tanrısal bir buyruk
olarak görülürdü. Yenik düşen şehzadeler genellikle düşman topraklarına sığınırlardı; dolayısıyla da Osmanlı İmparatorluğu sürekli iç savaş tehlikesi karşısındaydı. Bu yüzden Fatih Sultan Mehmet, "Tann'nın saltanatı bağışladığı oğlum, devletin iyiliği için kardeşlerini yasal olarak öldürebilir. Ulemanın çoğu bunu mübah buluyor", dediği "kanunname"siyle, gerçek imparatorluğun ilk günlerinden beri yaygın olan bir adeti kanunlaştırmıştır.
Okay (1931-2017), İslam Ansiklopedisi’nin on altıncı cildinde yazdığı ‘’hatırat’’ başlıklı madde başında ilk olarak hatıratın, edebi bir kavram ve terim olduğundan ve ilk örneklerine tarihsel değeri yüksek metinlerin içerisinde bulabileceğimizden söz eder. Söz konusu metinler tarih, seyahatname, rûzname, menâkıp, tezkire, muhtıra ve mektuplardır.
Kimdi bu Gandi? Cidden Hintlileri, İngiliz'in elinden o mu kurtarmıştı?
Gerçek adı Mohandas Karamçand olan Gandi, 1869'da İngiliz işgalindeki ve Müslümanların yüzde 60-65 gibi büyük çoğunluğunu oluşturduğu ve yaklaşık bin yıldır Müslüman Türklerin idaresindeki Hindistan'da doğar. 1888'de İngiltere'ye gider ve birlikte
BAYRAK KALPAK REVOLVER
Bir roman beklerken bir arastirma-tarih kitabi cıktı karşıma.Ittihat ve Terakki partisinin kurucuları,önemli sahsiyetlerinin o dönemde yaşadıkları zorluklari ve o anki duruma göre vermek zorunda kaldıkları kararları donem şartlarına göre farklı farklı araştırmacıların gözünden anlatmış çok güzel bir eser.Tarih belki de bize nasıl anlatilirsa hep öyle öğreniyoruz.Kimi kahraman oluyor gözümüzde kimiyse hain...Keşke o zamanlarda bulunup bir an bile olsa ve gerçek tarihimizi öğrenebilmek.O dönemki şartlarda özgürlük adıyla Sultan II. Abdülhamid'i tahttan indiren ve yerine geçen bir İttihat ve Terakki partisi.Maalesef çok zorlu zamanlara denk gelmişler.Trablusgarb-Balkan-1. Dunya savaşları.
Beğendiğim bir kitap oldu.Yazanlarin emeğimize sağlık.
Çok güzel bir aşk kitabı olabilirdi. Lakin konusu evli olan Mimar Sinan'ın henüz bir çocuk olan Mihrimah Sultan'a olan aşkı olmasaydı...
Osmanlıdaki yaşam şartları adına bir çok hata var. Ayrıca insanın Mimar Sinan'a olan saygısını yok ediyor.
Büyük bir merak ve hayranlıkla başladım bu kitaba ama bittiğinde çok pişman oldum.
Sürükleyici evet ama ben gerçek hayatta saygın insanların kurgu kitaplarından hoşlanmıyorum. Bizim geçmişteki en değerlilerimizi saptırarak kurgulamadaki amaç ne ben anlamıyorum!..
"İslam kelimesi hem bir dîni hem de medeniyeti ifade eder. Batı ise ağırlıklı olarak bir medeniyeti ve coğrafyayı dile getiriyor. Bu yüzden bir din ile bir medeniyetin aynı düzlemde ele alınması bazı karışıklık ve yanlış anlaşılmalar yol açabilir" diyor İbrahim Kalın kitabının başında. Fakat İslam'ın medeniyet kısmını ele aldığımızda Batı ve İslam medeniyeti kadar birbiriyle yakın ilişkisi olan başka iki uygarlık daha görülmemiştir bu dünyada. Yazar genel anlamda bu ilişkilerin niteliğini ele almış, kitabı on bölüme ayırarak coğrafi, tarihi ve etimolojik anlamda gelişimi ve dönüşümünün seyrini anlatmış. Kitabın temel içeriklerine bakacak olursak Dinin toplumlara ve devletlere olan etkisi, Endülüs'ten Batıya yayılan İslam kültürü, İstanbulun fethinden önce ve sonra Avrupa'da gelişen Türk ve Müslüman algısı, imajlar savaşı, Ben ve Öteki Tasavvuru, Globalleşen Dünyada İslami terörizm algısı, İslam dinine ve Peygamber'e yapılan eleştiriler'den söz edebiliriz. Kitabın sonunda ek olarak bulunan "Sultan Abdülhamit, Lewis Wallace ve Bir Oryantalizm Hikayesi" yazarın söylemiyle: "İslam'da Batı kültürüne mensup farklı bireylerin hiç beklenmedik anlarda ve alanlarda farklılıklarını aşıp ortak iyide buluşabileceklerini gösteriyor. Bir Osmanlı Sultanı ile bir Amerikalı Diplomat arasındaki bu ilişki İslam ve Batı kelimelerinin birbirlerini mutlak manada yadsımak zorunda olmadığını gösteren çekici ve gerçek bir hikayedir" Sonuç olarak benim beğendiğim sosyoloji ya da tarih okumaları seven okurlarına sıkılmadan okuyup bitirebileceği bir kitap.
İslam ve Batıİbrahim Kalın · İsam Yayınları · 20191,365 okunma
Hanife Mert Hanım'ın 4 bölüm 400 sayfadan oluşan #BakışAcısı eserini #okudum. Bu eseri okumadan önce #DüşBatımı eserini okumanızı tavsiye ederim. Her ne kadar ayrı eserler olarak algılansa bile birbirinin devamı olduğunu belirtmek isterim.
️️️️️️️️️️️️️️️️
Eser zamanlar arasında geçişlerle 1984 yılları ve 2004 yılları arasında zaman