İşte budur bizim en büyük zayıflığımız. Kendimizi sevmeyi öğrenmeden, başkasını sevmeye çalışmak. Kendi varlığımızı kabullenmeden başkasının varlığını onaylamak ve sindirmeye çalışmak. Daha kendimizi hazmedemeden, iyice çiğneyip özümsemeden, başka birine yer açmak ve ona bağlamak tüm varoluşumuzu. Böyle bir denklemde mutluluk ve gerçek aşk yaşanabilir mi gerçekten?
Sayfa 74
“Madem ki dürüstsün, böyle kendi kendine dövünmekten hoşlandığını neden söylemiyorsun öyleyse! Doğrusu bu değil mi? Neden gerçekten kendin olup, asıl istediğini yapmıyorsun?”
Reklam
Evlilik gerçekten bir ödevdir, kendine özgü kuralları ve yasaları vardır; bunlardan bir bölümünü seçip alarak ötekileri dışarıda bırakamayız, böyle davrandık mı dünyanın ezeli ve ebedi yasasını, toplumsal işbirliği yasasını çiğnemiş oluruz.
"Beni gerçekten böyle mi görüyorsun ?" "Ne gibi?" "Benim gördüğümden daha iyi bir versiyonmuş gibi geldi."
240 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Yaseminler Tüter mi Hala, Alev Alatlı'nın bastırmış olduğu ilk roman. Aynı zamanda Kıbrıs Harekatından kısa zaman sonra yazılmış bir kitap. Alatlı bir konuşmasında kitabı o dönemlerdeki Kıbrıs'ı ve Kıbrıs'ın yaşamış olduğu içler acısı serüveni anlatmak için yazdığından söz eder. Bir tarafta EOKA örgütü diğer tarafta Haçlı bir Papaz
Yaseminler Tüter Mi, Hala?
Yaseminler Tüter Mi, Hala?Alev Alatlı · Kapı Yayınları · 2024411 okunma
Reklam
Bir kaç hafta sonra yine Dimitri'nin zoruyla İvan edebiyat toplantısına gitti. Goggol'un Palto'su üzerine hararetli bir tartışma vardı eski dostların arasında. İvan sadece anlamsız gözlerle onlara bakıp, votka içmeyi tercih etti. Tipik bir Alman-Rus'u olan Sergei Pavloviç, İvan'a "Sevgili dostum, Gonraçov'un
Rus Edebiyatı 2Kitabı okudu
İşte şimdi karar vermek zordu: Şaka mı yapıyordu, yoksa gerçekten duygulandığı için mi böyle davranıyordu?
591 syf.
8/10 puan verdi
❝Heidegger, Tekniğe İlişkin Soruşturma'da Yunanca'daki aletheia kavramına ilgi çekici bir bakış fırlatır: Lethe sözcüğü Yunan dilinde 'unutuş' anlamına gelmektedir, alethes ise 'hakiki, doğru'. Anlaşılan o ki, hakiki bir Yunanlı olan
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
'a göre de alethes, esasında 'anımsanmış anlamına geliyordu; ve
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Şûle Yayınları · 201026.7k okunma
Lord Arın (2)
Arın dokunuşuna sesli bir şekilde, "Merhaba." dedi. "Sen çok daha güzelsin." "Adın ne?" diye bu defa sesli bir şekilde sordu Alin. "Arın." Onu daha önce hiç böyle gülümserken görmemiştim. Hem büyüleyici hem bulaşıcıydı. "Lord gibi mi?" diye şaşkınca sordu kız. "Lord gibi," dedi Arın göz
Reklam
415 syf.
9/10 puan verdi
Kalp ve beynin savaşı
Yazar ünlü karakterler ve onların yaşamlarından bazı olayları alarak kendi hayal gücü ile birleştirmiş, ortaya ise gerçekten çok güzel bir eser çıkmış. Felsefe, psikoloji ve edebiyatın tek bir içerikte buluşması kadar keyifli bir şey olabilir mi? Ağır ilerleyen bir felsefe kitabı hayal etmiştim ancak onun yerine yazarın hayal gücü içerisinde akıp
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352.3k okunma
·
Not rated
ÇOK GENİŞ ÇAPLI BİR İNCELEME-KARMA
Epsilon yayınlarından çıkmış 152 sayfalık eser 5 bölümden oluşmaktadır. Richard Bach tarafından 1970 yılında yayınlanmış olan kitapta 4. Bölüm hikâyenin güzelliğini bozduğu için yayınlanmamış, ta ki 2014 yılına kadar. Kitaptaki son söz kısmı bunu açıklamaya ayrılmış. Eser,yer yer masalsı öğeler taşıyan öyküleyici anlatım biçimiyle fabl türünde
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167.2k okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Spoiler içerebilir.
Nereden başlasam bilemiyorum esasen, 95 sayfa olan incecik bu kitabı bitirmem birkaç ay aldı, eski okumaların yerini reels izlemeler aldı maalesef. İlkokuldan beri düşünce paylaşımlarıma ket vurulduğunu ne cesaretimin kırıldığını belki de daha yeni yeni anlıyorum, bu yüzden dikkat çekmeden, kendi çapımda yorumlarda bulunuyorum. Fakat bu kitap
Hacı Aga
Hacı AgaSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20202,188 okunma
ikisi arkada. Onu bir yıl kadar önce düşümde gördüm. Konuşkan, çok akıllı, sevecen de bir köpek. Tıpkı o ünlü, popüler filmdeki gibi. Köpeklere bayılırım, özellikle de dalmaçyalılara. Düşümde, gerçek hayatta da var olduğunu, hatta bana çok yakın bir semtte yaşadığını, kararlılıkla peşine düşüp onu bulursam memnuniyet duyacağını, acayip derecede iyi arkadaş olacağımız, her konuda mükemmel anlaşacağımız kanaatinde bulunduğunu söyledi. Ben de ona hemencecik inandım. Ne yazık ki böyle bir zaafım var. İnsanlara da, hayvanlara da inanıveriyorum. Söylediklerinde, savlarında, tutum ile davranışlarında, bana bulundukları garip taahhütlerde akıl mantık aramıyorum. Söylemesi ayıp kendim son derece dürüst biriyim, ‘’Herhalde başka herkes de öyledir,’’ diye düşünüyorum. Üstelik hiç de öyle olmadıklarını domuz gibi biliyorum. Yabancılara kanıvermek, iyimserlik hissiyle derhal inanıvermek hoşuma gidiyor; varsın aldatsınlar, iyi niyetimi sonuna kadar suistimal etsinler, ben gene herkese aldanır biri olmaktan vazgeçemem, kendime şüpheciliği yakıştıramam. Kurnazca hal ve hareketlerim yoktur. Çoğu yaratılmışı tutkuyla seviyorum. Onlara gerçekten mi’ diye sormaya yüzüm tutmuyor. Utanıyorum. Kalplerini kırmaktan korkuyorum. Onları küstürüp kendimden uzaklaştırmak en büyük kâbusum. Kimseyle küs, mesafeli kalamam, hiçbir canlıya soğuk, kırıcı davranamam. Onların da bana o şekilde muamele etmelerinden çekinirim. Alıngan, kuruntulu bir adamım.
312 syf.
·
Not rated
Kitabın arkasını okuduğumda ilgimi çekti evet ama içine bu denli düşmeyi beklemiyordum. Tarık tufan okumayalı uzun zaman olmuştu. Çok çok iyi geldi. Orhan ve Firdevs üzerinden başlayan olaylar nerelere geldi ve nasıl bir son aldı bu kadarını beklemiyordum gerçekten. Kitabın son sayfasını okuduktan sonra kapağı kapattım ve dedim ki bu kadar mı yani. Nasıl böyle biter. Ve evet şimdi üzerinde düşünülmesi gereken soru şu “ aşk sandığımız bağlılıklar, gerçekten bizi kendine tursak eden bağımlılıklarımız mıdır ?”
Âşıklara Yer Yok
Âşıklara Yer YokTarık Tufan · Doğan Kitap · 20231,668 okunma
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.