İnsan bir soğan gibidir, tıpkı soğana benzer, bir sürü kişilik katmanına sahiptir ve bütün bu katmanların altında gizli özü barınır.
Bu öz boşluk gibidir, hiçliktir. Var oluştan çok var olmayışa benzer; çünkü var oluşun bir sınırı vardır, çevresi sınırlıdır. Ancak en İçteki çekirdeğin bir sınırı, bir limiti yoktur, o sadece özgürlüktür, enerjinin özgürce akmasıdır, boyutları sonsuzdur.
İnsan kişilik katmanlarını en dibine kadar soymaya devam etmedikçe ve o özü yeniden keşfetmedikçe, zihni hastalıklı kalır.
Bu kişilik katmanlarını anlamak zorundayız çünkü sırf bunu anlamak bile bir şifalanma gücüdür.
Tam olarak nerede bloke olduğunuzu anlarsanız, bloklar erimeye başlar. Bir şey anlamanın mucizesi budur - sırf anlayış bile blokların erimesine yardım eder. Başka bir şey yapılmasına gerek yok.
Gerçekten, kesin bilirseniz, - eğer tam olarak hangi noktada tıkandığınızı, nerede donduğunuzu, çıkmazın nerede olduğunu tespit edebilirseniz - o zaman sırf bunun farkında olarak, bütün mutlaklığıyla bilmenizle beraber o erimeye başlar.
Bilmek, şifalandıran bir güçtür ve o nokta bir erimeye başladı mı, siz yeniden akmaya başlarsınız,
Siz akış olursunuz.