Gergedan Mevsimi (2012)
Bahman Ghobadi, çekimlerinin büyük bölümü İstanbul'da tamamlanan, 2012 yapımı Gergedan Mevsimi adlı filmiyle, kendi sinemasına dair kabul gören imaj tipinde radikal değişiklikler yapmış halde çıkar seyircilerin karşısına. Bir röportajında Ghobadi, Gergedan Mevsimi filmindeki bu metafor yağmurunu bu denli güçlü kılan başlıca etkenler arasında, kendi sürgünlüğüne denk düşen "içsel yırtılmaların" yer aldığını, "ölmek ile, ölmemek için film yapmak" arasındaki kararsızlığın bir yansıması olarak filmin ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini imgeler.. Film, bilhassa başrol oyuncusu Behrouz Vossoughi'nin de sürgünde bir İranlı oyuncu olması ve dahası direkt olarak İranlı Kürt şair ve yazar Sadegh Kamangar'ın gerçek hayat hikayesinden esinlenilerek çekilmiş olması bakımından, Ghobadi'nin sürgünlüğüyle örtüşmekte ve yaşama dair çırpınışları, belirsiz bir "umut" odağı yaratarak sunmakta, izleyenleri kendi 'yersiz yurtsuzluğuna' alet etmektedir. Gergedan Mevsimini en "rahatsız" kılan şey işte tam da yukarıda belirttiğimiz haliyle, esinlendiği yaşam öyküsünün, başrol oyuncusunun ve yönetmeninin sürgün ile doğrudan temaslarından da öte, filmin bizzat kendisinin bir "sürgün" halinde var kılınmasıdır.
GERGEDAN - Mine SÖĞÜT
Mesela önce rejimi değiştirdi bunlar, diyorum. Sonra, yok diyorum rejim değişikti zaten. Olur mu hiç diyorum. Balolarınız vardı bizim. Bayramlarımız. Rakı leblebi ile kutladığımız. Minik etekli eli bayraklı kızlarımız. Aydınlık suratlı çocuklarımız vardı, diyorum. Yoktu onlar diyorum. Ben var sanıyordum. Hep uzun etekliydi kızlar. Hatim indiriyor baştan beri tüm çocuklar… Hani diyorum köklerimizden bizi kopartmaya çalıştıydılar ya, kopmadık, diyorum. Bağlıyım köklerime. Göbekten ve yürekten ve boyundan. Din ve devlet işlerini birbirine karıştırıyorum. Kafamı karıştırıyorum. Ben bir şeyler karıştırıyorum. ———————————————————— Kolay kolay pes etmez küfrü duasından büyük olanlar.
Reklam
En önemlisi, Microsoft ve Google’ın benimsemesiyle çok sayıda insana ulaşan Verdana’nın yaratıcısı o (Matthew Carter); en okunaklı ve uyumlu ekran fontu olan Georgia; on sekizinci yüzyıla ait bir kaligrafi stilinden esin alan, çok canlı, alaycı parti davetlerine uygun olan Snell Roundhand; 100’üncü Bell (artık AT&T oldu) telefon rehberi için tasarlanmış Bell Centennial; on altıncı yüzyıldan, uzun ve ferah bir canlandırma olan ITC Galliard; ve IKEA’nın sadece Arapça ile Tayca kataloglarında, resmî fontu Verdana’nın ikamesi olarak kullandığı Tahoma hep onun eseri. Kaligraf Gunnlaugur SE Briem’a göre Bell Centennial “Kuğu Gölü balesinde dans edebilecek kurşungeçirmez bir gergedan” ve aynı şey Carter’ın neredeyse bütün işleri için söylenebilir.
Wittgenstein'a göre bilgi mantıkla sınırlıydı. Russell, odada bir gergedan olmadığına emin olduğunu söylediğinde Wittgenstein bunu kabul etmeyi reddetti. Mantıksal olarak odada bir gergedan bulunması mümkündü. Ardından Russell ona bu gergedanın nerede olabileceğini sorar, ve sandalyelerin arkasına, masanın altına bakmaya başlardı.
Bazen istemeden de kötülüğü dokunur insanın. Ya da kötülüğün yayılmasına göz yumar. Düşün, şu zavallı Bay Papillon’u da sevmezdin. Ama ona öyle patavatsızca söylememeliydin herhalde, Boeuf gergedan olarak geldiğinde, avuçlarının semsert olduğunu...
Sayfa 113Kitabı okudu
Eski şeylerin ne yasını tutmak istiyoruz, ne intikamını almak. Eski şeyler yinelenmesin yeter.
Reklam
onlar, diye bir şey yok. ne yapıyorsam ben bana yapıyorum. "evet," diyorum, "ne yapıyorsam ben bana yapıyorum. ne hayal ediyorsam o oluyor. o yüzden beni güzel günleri asla göremeyeceğime inandırdılar."
aile böyle bir şeydir. kan kusar kızılcık şarabı içtim der. aile böyledir. halk da böyledir. sinesi geniş, başına ne gelirse hepsini çekmiş. o yüzden deli, aileleri sever, halkları sever. kuralları ve gelenekleri ve adabımuaşereti sever.
matematik her şeydir. allah sandığınız şeydir mesela. allah bildiğin matematiktir. ve biz matematikten fena halde çakmaktayızdır.
"kabul ettiğin şeylerden kendine bir kumaş gibi dokursun hayatı"
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.