Bence dünyaya gelen her insanı insanlığa bir armağan olarak görmek lazım. Her biri bir büyük imkandır. İnsanlığa bir şeyler katabilecek bir ışıktır. İnsanları değersizleştiren modern nihilizmin çamurundan kendinizi kurtarmalısınız. Evet bugün doğan insanların çok büyük bir bölümü potansiyelini gerçekleştiremeden çok olup gidecek.
Sayfa 252 - Liberus YayınlarıKitabı okudu
İkinci Dünya Savaşı sonrası Keynesyen politikalarla beraber toplum tamamen homojenleşti. Fakirliği tasfiye edip, zenginleri aşırı derecede vergilendirerek bütün toplumu bir orta sınıf haline getirdiler neredeyse. Bu politikalar 1980 yılına gelinirken iflas etti. Çünkü yatırım için kaynak gerekli. Vergi yükünü zenginlere bindirmek, ya da zenginden daha çok vergi alalım fakirden daha az vergi alalım politikası, iflasla sonuçlanır. İşte bu yüzden 1980'li yıllardan itibaren Thatcher, Reagan ve diğer batılı liderler Neoliberalizme geçtiler. Küçük yatırımcı sayısında hızla artış oldu. Şehirler kafe, bar ve restoranlarla doldu. Tüketimde bir patlama yaşandı. Sonrasında Neoliberal sisteminde falsoları görülmeye başlandı. Zenginle fakir arasındaki uçurumun büyümesi. Serbest ticaret sonucunda yatırımlar fakir ülkelere kaydı. Modern dünyada servet biriktiği zaman yatırıma gitmiyor, lüks tüketime yöneliyor. 1940'lardaki gibi kişisel yaşamında sade ve cimri olup tüm gelirini ailesinin ve çocuklarının geleceği için işletmeye kanalize eden kapitalist modelin çağdaş dünyada geçerliliği kalmadığı görüldü.
Sayfa 129 - Liberus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kars ile Erzurum arasında ne bu kadar fark var? Kars 1878'den 1918'e dek Rus idaresinde kalmış. Müslüman ahali ne kadar geleneklerine, göreneklerine ve aidiyetlerine bağlı kalmaya çalışsalar da sonuçta o dönemin şartlarında Türkiye'den çok daha modern bir eğitim sistemine maruz kalmışlar. Erzurum'un böyle bir şansı olmamış. Sanırım farkın esas sebebi budur.
Sayfa 38 - Liberus YayınlarıKitabı okudu
İnsan zihni için büyük ve ani bir değişiklikten daha acı verici bir şey yoktur.
Yaşlılar; geçmişteki kahramanlar, heyecan verici maceralar, ruhlar ve büyülerle ilgili -çocukların fiziksel, ruhsal ve ahlaki dünyasına yön verecek- farklı türlerde hikayeler anlatırlardı. İşte, insanoğlunun karmaşık kültürü de bu hikayelerden doğdu. Tarıma başlayıp hayvancılığı geliş­tirdiğimizde ve toplumlarımız yerleşik hayata geçip adım adım devletleri oluşturduğunda, yaşlıların kamp ateşi et­rafında anlattığı bu hikayeler, daha fazla sayıda insanı bir arada tutma gücüne sahip büyük dinlere dönüştü. Modern uluslar, bugün hala kendilerini toplumun kolektif kimliği hak nda anlatılan hikayelerle tanımlıyor. Zaferlerimiz ve yenilgilerimiz, kahramanlarımız ve düşmanlarımız, bize özgü değerlerimiz ve yaşam tarzımız, anlatmaktan keyif aldığımız hikayelerde gizlidir.
Kalbimin beni göğe yükselten bir tutkuyla kor kesildiğini hissediyorum; çünkü zihin için sağlam bir hedef , ruhun aklî bakışını sabitleyeceği bir nokta kadar huzur verici şey yoktur.
Sayfa 12 - II.BasımKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.