Kapitalizmin, tüketim çılgınlığının, teşhir kültürünün dışına çıkma şansının olup olmadığını sorduğunda "O yok!" diyor ve sesini kısmak için sana gerici, yobaz, çağ dışı, oyunbozan vs. gibi isimler veriyor. "Bu yapının kendisi çağ dışı, insan onuruna aykırı. İstemiyorum." dediğinde çok sert bir biçimde "Hayır." diyor ve itirazını siyasi, dinî, psikolojik yönlerden incelemeye başlıyor. Topluma "Bu adamın ne derdi var?" dedirtiyor. Zira herkes "Kontrol bende, istediğimi tercih edebilirim." modunda. Eflatun'un mağarasında, zincire vurulmuş kölelerin ayaklarındaki zincirlerin farkında olmamaları gibi modern insan da dijitalizmin ellerine ve ayaklarına vurduğu prangaların farkında bile değil.
Sayfa 125Kitabı okudu
Nihayet önceden söz verdiğim şekilde “cinsel seçilim” konusuna değineceğim. Cinsel seçilimin arkasındaki temel fikir, her türde, cinsiyetlerden birinin, genellikle dişinin, belli kriterlere dayanarak karşı cinsten bir üyeyi çiftleşmek için seçmesi ve bunun tüm türün üzerinde seçici bir baskı yaratıyor olması. Cinsel seçilim erkek kuşların parlak tüylerine, koçların, geyiklerin, keçilerin ve diğer toynaklıların etkileyici ritüelvari düellolarına ve Hummer ciplerin çoğunlukla kısa boylu çirkin erkekler tarafından sürülmesine bir açıklama getiriyor. Kısaca doğal seçilim için cinsiyet fark etmezken, cinsel seçilim aynı cinsiyetten bireylerin üstünlük mücadelesine dayanıyor. Modern dünya adına, meclisin bu gerici ve seksist yaklaşımı yasaklayan bir kanun çıkarmasını öneriyorum.
Reklam
Kapitalizmin, tüketim çılgınlığının, teşhir kültürünün dışına çıkma şansının olup olmadığını sorduğunda “O yok!” diyor ve sesini kısmak için sana gerici, yobaz, çağ dışı, oyunbozan vs. gibi isimler veriyor. “Bu yapının kendisi çağ dışı, insan onuruna aykırı İstemiyorum.” dediğinde çok sert bir biçimde “Hayır.” diyor ve itirazını siyasi, dini, psikolojik yönlerden incelemeye başlıyor. Topluma “Bu adamın ne derdi var?” dedirtiyor. Zira herkes “Kontrol bende, istediğimi tercih edebilirim.” modunda. Eflatun'un mağarasında, Zincire vurulmuş kölelerin ayaklarındaki zincirlerin farkında olmamaları gibi modern insan da dijitalizmin ellerine ve ayaklarına vurduğu prangaların farkında bile değil.
Sayfa 125 - İnsan Yayınları Birinci Baskı Aralık 2023Kitabı okudu
-Burası Müslüman bir ülke değil miydi? -Evet! Halen de öyle. -Nasıl olur? Ben hiç müslüman kıyafeti giyene rastlamadım. -Doğru,fakat bunlar modern müslümanlar.Ondan dolayıda her hallerinde avrupa’yı taklit ediyorlar.Gerçi İslam kıyafeti giyenlerde var.Fakat azınlıktalar hemde elit kesim ve medya tarafından “Gerici” diye adlandırılıp dışlanıyorlar.
Ne var ki 1926 yılında idam edilenler çağdaşlaşma yanlılarıydı. Mahkemede Kel Ali'nin Cavit'e karşı kaba davranışını tanımlarken, Falih Rıfkı bunu eski bir gerici İttihatçının, eski bir ilerici İttihatçıya "medeniyette bizden ayrı olmayan kafasına" duyduğu nefretin belirtisi, bir hakaret olduğunu söyleyecekti. Cavit yayınlanmayan anılarında dini inançları olmadığını itiraf ediyordu. O liberal bir agnostikti [bilinemezci] ; Mustafa Kemal ise otoriter bir agnostikti.
Sorun Osmanlı bakiyesi Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları arasında dini, kültürel, etnik, sınıfsal yahut ideolojik farklar değildir. Sorun, modern devletin dayattığı dar ve tek boyutlu millet ve kültür tanımlarıdır. Bu tanıma uymayan herkes ve her grup- Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Müslüman, Hristiyan- bir şekilde ayrımcılığa maruz kalmış, köylü, geri, gerici, işbirlikçi, ajan, gelişmemiş, “göbeğini kaşıyan adam” vs. olarak mahkum edilmiştir. Türkiye’nin temel sorunu devletin bekası ve temelsiz millet tanımı uğruna horlanan , aşağılanan ve marjinalleştirmek istenen bütün değerlerdir. “
Reklam
207 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.