“Yoldaşlar ölürsem o günden önce yani,
öylece gibi de görünüyor.
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani…”
“…Buralarda gömerler ona yanarım!..” demişti ama vasiyetine karşın hala orada, Moskova’da yatıyor… Hala Anadolu’da bir köy mezarlığına gömemedik onu. Üzgünüm Nâzım.
“1902’de doğdum
Doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem.
Üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim
On dokuzumda Moskova’da komünist üniversite öğrenciliği
Kırk dokuzumda yine Moskova’da Tseka-parti konukluğu ve
on dördümden beri şairlik ederim.
Kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir, ben ayrılıkların
Kimi insan
“6 Haziran 1973
Pırıl pırıl bir yaz günüydü
Aydınlıktı, güzeldi dünya
Bir adam düştü o gün Galata Kulesi’nden
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Ömrünün baharında
Bütün umutlarıyla birlikte
Paramparça oldu
Bu adam benim oğlumdu”