Algı-eylem döngüsü, çevreden alınan duyusal girdilerle (görüntüer, sesler, kokular ve dokunma duyuları) beslenir. Bu girdilerin sinyalleri çok büyük ve uzmanlaşmış bir sinir ağı aracılığıyla beyne girer. Daha sonra bu duyusal bilgiler, beynin arka yarısındaki ince yüzey tabakasının üzerindeki sinirsel faaliyet örüntüleriyle temsil edilir. Bu örüntüler orada ıraksama, yakınsama, güçlendirme ve baskılama süreçleriyle şekillenir; böylece dış dünyanın karmaşık temsilleri ya da algılar oluşur. Beynin ön yarısında hareketler dahili olarak oluşturulur ve korteks üzerindeki faaliyet örüntüleriyle temsil edilir. Algılama ve eylem için uzmanlaşmış beyin alanları, sinir ağlarının yapıtaşları olan çift yönlü köprüler üzerinden birbirleriyle dinamik bir şekilde iletişime girer. Bu bağlantılar hem bağlandıkları beyin bölgelerine hem de birbirleriyle etkileşime geçme şekillerine (buna işlevsel bağlantı denir) göre tanımlanır. Bunu hem birbirine bağladıkları şehirlerle hem de trafik örüntüleriyle tanımlanan otoyollara benzetebiliriz. Beynin ön yarısı ile arka yarısı arasında uzanan bu yollar üzerindeki hızlı iletişimle desteklenen algı-eylem döngüsü böylece sürer gider: Çevresel uyaranlar algıya yol açar, algı harekete sevk eder, hareket çevrede değişikliklerle sonuçlanır, bu değişiklikler yeni algılar yaratır, ardından tepkisel eylemler gelir ve böyle devam eder.