Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kaç bin kelime okudum Kaç yüz cümleye dokundum, bilmiyorum. Bildiğim, her defasında alıp başımı gidiyorum. Kayboluyorum. Muhtemeldir ki; "Ben bu hayatta en çok kaybolmayı seviyorum."
Can Yücel
Can Yücel
"Yazmadım seni daha, Sevmeye ayırdım tüm zamanları, Yazmaya bu yüzden vaktim olmadı. Ben düşünmeye başlayınca seni -Ki bu bir önceki düşünmenin sonundan çok öncedir İnan ki dağlar, taşlar, inan ki bulutlar, yağmur ve kar Toprakla su ve gökyüzü, güneş ay ve yıldızlar Onlar da benimle birlikte Ve onlar da benim kadar seni düşünürler... Hep dalgınım bu günlerde Saati cezveye koyup yumurta tutuyorum, Bir gün takvime bakmasam yılı unutuyorum. Aklım başıma gelmiyor, başıma çarpmadan dallar Yolda yürürken dalıp dalıp gidiyorum. Nisan'a kaç var diyorum saati sorarken. Hiç böyle olmamıştım. Bilenlere sordum ; 'aşk bu' dediler..."
Reklam
Hep dalgınım bu günlerde Saati cezveye koyup yumurta tutuyorum, Bir gün takvime bakmasam yılı unutuyorum. Aklım başıma gelmiyor, başıma çarpmadan dallar Yolda yürürken dalıp dalıp gidiyorum. Nisan'a kaç var diyorum saati sorarken. Hiç böyle olmamıştım. Bilenlere sordum ; 'aşk bu' dediler.
O sabah, Ara Güler'in Galatasaray'daki evinin kapısı çalındı. Ara Güler, kapıyı açtığında şaşırdı. Karşısındaki, kırk yıllık arkadaşı Orhan Kemal'di. Orhan Kemal hiç bu saatlerde gelmezdi ziyaretine. Şaşırması o yüzdendi. Onu içeriye buyur ettikten sonra, "E, hayrola?" demekten kendini alamadı. "Ara, biliyorsun ki, gidiyorum..." diye açıkladı Orhan Kemal.. Biliyordu Ara Güler: Birkaç güne kadar Bulgaristan'a ciddi bir ameliyat için gidecekti kadim arkadaşı. "Oğlum, ne olur ne olmaz..." diye sürdürdü Orhan Kemal. "Bakarsın dönmeyiveririz gittiğimiz yerden!" Ara Güler karşısında durmuş, bir şey söylemeden, dikkatle yüzüne bakıyordu. "Gitmeden önce şöyle birkaç resmimi çeksen diyorum..." Ara Güler sabahın yumuşak ışığını kaçırmak istemedi. Hemen Leica'sını boynuna astı. Yedek makaralar aldı yanına. Birlikte İstanbul'un sokaklarına vurdular... O gün saatler boyunca gezdiler, değişik yerlerde poz poz resimlerini çekti üstadın. Orhan Kemal gitti ve dönmedi! İçine doğmuştu, evet... (Fotoğraf: Ara Güler'in objektifinden Orhan Kemal)
o divâneliğin ardından, ne yazık uslandığıma inanmıyorum sanki “o” öldü de içimde ben böyle yorgun, sessiz ve bomboşum daima soruyorum aynaya üzgün ben kimim artık, gözünde neyim ama aynada görüyorum ki, eyvah önceden olduğum gölge bile değilim o Hintli rakkaseler gibi nazla dans ediyorum üzerinde kendi mezarımın yazık ki bu viraneyi
Beni Güzel Hatırla
Beni güzel hatırla Bunlar son satırlar Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından Yada bir yağmur sel oldum sokağında Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim Beklide bir rüyaydım Senin için.. Uyandın ve ben bittim Beni güzel hatırla Çünkü sevdim seni ben her şeyini Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın Yüzüne vurmadım hiçbir
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.