Sen Bilirsin/Bir gün geldi,bir gün kaldı
“Umut bağladığınız,yıllarda gölgelerinden bile güç aldığınız kişilerin bir amda yaslandığınız yerde olmadıklarıyla yüzleştiniz mi? Ya da yüzleşmekten kaçtığınız oldu mu ?
Yarınlarınızı kaygılı ruh hâlinizle bugünlerinize kurban ettiğiniz. Güven kavramının bomboş olduğu günler, geceler geçirdiniz mi ? Tüm bu açmazların içinde var olma mücadelesi verirken,bu dünyadan göçüp gitmemek için,kendinize yabancılaşıp dengenizi kaybettiğiniz oldu mu ?”
Sayfa 135 - Çağatay Öztürk-İnkılâp
“Durmadığın sürece ne kadar yavaş gittiğin önemli değil.”
demişler de, sorun ya hiç gitmemek ya da çok hızlı gitmek.
Her şeyi değiştirmek... düzeltmek ve... gitmemek mümkün değil mi?
Sayfa 655 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Tanrım! Artık gitmemek olur muydu hiç!
Vesselam...
İnancımdan dolayı verdiğim çabanın boşa çıktığını gördüğüm an düşerim yola. Ne bir kırgınlık beslerim gönlümde, ne de bir nefret. Vakti geldiği zaman gitmeyi bilmelidir insan; ki vakitsizce yitip gitmemek için. Kalmak için beslediğin inancına, olmak için verdiğin emeğe saygıdır bu. Şunu çok iyi bilirim: " Herkes her şeyi bilerek ve isteyerek yapar." Ve her zaman söylerim:" Öncelikleri olmadığınız insanların hayatında karşılaşacağınız tek şey, o insanların size olan bahaneleridir." Vesselam...
19 Mayıs 2024
07:34
-ҡαɓαҡ૮ı
“Bütün bunlar böyle mi olacaktı?” diye düşündü merdivenlerden inerken.
“Her şeyi değiştirmek… düzeltmek ve… gitmemek mümkün değil mi?”
"Evet vurdu bana ama ben de çok hak etmiştim, yanlış yapmıştım sonuçta!", "Beni çok sevdiği için yaptığını biliyorum, âşık olmasa, umursamasa yapmazdı!", "Değişeceğine söz verdi, bu dayak son olacak biliyorum!" Ve onlarca bahane... Gitmemek, tutunmak adına... Oysa bir tokat çok tokatla, çok tokat da fiziksel şiddetle eşanlamlıdır. Şiddetin bahanesi yoktur. Şiddetin ölçümü, azı çoğu yoktur. İlk tokatın devamı daima gelir. Tüm bunların aşkla sevdayla bir ilgisi yoktur. Kişi kendi vahşiliğini, saldırganlığını, suç işleme potansiyelini bir başkasına ortak ediyordur. Hepsi bu!
Sayfa 106
Sebahattin Ali ve Nice Sabahattin Aliler..
Önümde bir cezaevi dönemi var...
Ben buraya isteye isteye mi giriyorum?
Görüyorsun ne kadar direniyorum gitmemek için!
Ama biraz daha gelişmem, işimde ustalaşmam için oraları da görmem gerekecek...
Bu kalem elimde olduğu sürece biliyorum, buralardan belki de hiç çıkamayacağım.
Halka dönük bir yazar oluşum çiziyor toplumsal kaderimi.
Sayfa 192 - 43. Baskı: Ekim 2021, İstanbulKitabı okudu
Boşlukta yitip gitmemek için sığınabileceği tek yer, elinde bir not defteri tutan buz soğukluğundaki doktoruyla burası, ya da altın renkli çayırları ve tanrılarıyla YR'ydi.
Sayfa 19Kitabı okuyor
