Ölmeden ölmeye hazır mısın? Aşk ile yanmaya var mısın? Yalın ayak yürür bu yolda, Ayaklarım acıyor diye sızlanır mısın? Yoksa sen aşkı tanımaz mısın? Bir hülya görünüyor uzaklardan, Gerçekten cehennemdir o, hiç korkmaz mısın? Eyvah! Sen ibret almaz mısın? İşte evla leke fe evla, Gördüğüm benden başkası değil, Kusur görenindir inanmaz mısın? Bu
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Reklam
O iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler…
Sinema sanatçısı Münir Özkul anlatıyordu: “Mühendislik Fakültesindeyken okula yakın bir yerde bir matbaacı arkadaşım vardı. Kendi cebinden kitaplar basar, insanlar okusun diye uğraşırdı. Bugün gelirken ona rastladım. İşleri bozulmuş, kapatmak zorunda kalacakmış matbaayı..” Hani o eskilerden can alıcı sahne var ya, Münir abimiz “Sen değil, ben büyüğüm ben!”, der. İşte yine o sahnelerden birinde gün bitiminde herkese yevmiyeler dağıtılır, fakat Münir’e 10 yevmiye verilir. Bu ve diğer sanatçıların yevmiyeleri o gece toplanır, o zor durumda olan matbaacıya verilir. O matbaacı merhum Tarık Akan’dır.. Bugün Tarık’ın vesilesiyle o matbaa halen çalışıyor ve geçtiğimiz gün 20.000 adet kitap basılıp tüm ülkedeki okul kütüphanelerine yollandı. Dağıtılan 20.000 adet kitabın ismi ise
Nutuk
Nutuk
‘tu.. Yaşar Kemal’in de söylediği gibi; “O güzel insanlar atlarına binip gittiler”.. Bugün Münir Özkul’un doğum günü anısına bunu paylaşmak istedim. Aramızdan ayrılan bu güzel yürekli sanatçılarımıza rahmetle... #15Ağustos1925🎂
METRİS CEZAEVİ Gardiyanların ayak sesleri koğuşun kapısında son buldu, getirdikleri genç bir mahkumu bıraktılar ve gittiler. Yeni gelen genç içeridekilere selam verdi ve kendisine gösterilen boş yere oturdu. Koğuştakiler ona hoş geldin, geçmiş olsun dediler. İçlerinden en yaşlı ve olgun olanı gencin yanına yaklaştı ve ona ilgi gösterdi, bir
(Hikâye olundu ki namaz....)
Gardiyanların ayak sesleri koğuşun kapısında son buldu, getirdikleri genç bir mahkumu bıraktılar ve gittiler. Yeni gelen genç içeridekilere selam verdi ve kendisine gösterilen boş yere oturdu. Koğuştakiler ona hoş geldin, geçmiş olsun dediler. İçlerinden en yaşlı ve olgun olanı gencin yanına yaklaştı ve ona ilgi gösterdi, bir anlamda
Senelerce senelerce evveldi Bir deniz ülkesinde Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz İsmi; Annabel Lee Hiç birşey düşünmezdi sevilmekten Sevmekten başka beni O çocuk ben çocuk, memleketimiz O deniz ülkesiydi
Reklam
490 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.