öğrencilerimin kulağına teker teker şu tembihte bulunuyorum:
"Hedefiniz başarı olmasın, ne kadar çok başarı hedeflerseniz o kadar çok onu kaçıracaksanız, çünkü başarı da tıpkı mutluluk gibi kovalanamaz. Başarı sadece neticedir. Mutluluk kendiliğinden gerçekleşmeli, aynısı başarı için de geçerli. Onu çok umursamadan, onun olmasına müsaade etmelisiniz. Bilincinizin sizleri nereye yönlendirdiğini dinlemenizi, bilginiz ile harmanlayarak onu en iyi şekilde gerçekleştirmede kararlı olmanızı istiyorum. Bunun sonucunda göreceksiniz ki uzun vadede, başarı sizi takip edecek çünkü bu süreçte onu düşünmeyi unutmuş olacaksanız."
Sayfa 16
Ruhsal bozuklukların oluş nedeninin toplumsal etkenleri,
- Toplumun eğitim ve yetiştirme geleneklerinin bozuk oluşu,
- Bir topluma ait olamama, bağlanmama (azınlık grupları, ayrıcalıklı yetişen gruplar)
- Topluma aşırı bağlanıp kendini yitirme (ideolojik dinsel siyasal gruplara aşırı bağlanma ve bağnazlaşma)
- Toplumsal stresler: harb, işsizlik, azınlık ayrımları , cinsiyet ayrımları, hızlı sosyal değişmeler, göçler, toplumsal bunalımlar, baskılar, sosyo-ekonomik yoksunluklar.
Sayfa 213
Hizmetten kaçma ve şu atasözünü de aklından çıkarma:
Elbiseni yeniyken, şerefini de gençken koru!
Sayfa 9Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Gençler,
bu yazılarım elinize geçerse hatırlayın ki en iyi, en sağlam değişimler zorlanmadan meydana gelen, ahlakın temellerini sağlamlaştıran değişimlerdir.
Sayfa 63Kitabı okudu
Düşünceler gerçekliğin kendisi değil,
gerçekliği simgeleyen semboller ve temsillerdir. Yani acı çektiğimiz zamanlarda olup bitenin hikayesini bir kenara bırakıp, cesaretimiz ve varlığımızla bulunarak sadece acıyla ve kendimizle “olabiliriz”
Bilinçli olarak farkında olduğumuz zamanlarda
dünyayı sadece düşünce merceğinden değil, doğrudan deneyimleriz. Bir diğer ifadeyle, farkındalık, “şu andaki deneyimin kabullenme ile fark edilmesi” olarak tanımlanabilir.
Sayfa 77
Acımıza farkındalıkla yaklaşmadıkça şefkatle yanıt veremeyiz.
Sayfa 77
Kilo, bir sağlık davranışı değildir.
Sezgisel yeme yiyecekler, akıl ve bedenle sağlıklı bir ilişki yaratmakla ilgilidir. Kilo verme çabasıyla ilgili değildir. Halk sağlığı politikalarının sağlığa ve sağlıklı davranışa odaklanmasının zamanı gelmiştir.
Sayfa 28
Temel ihtiyaçlarınız karşılanmıyorsa (yeterli uyku alabilmek gibi) bu beden uyumlanmanızı engelleyebilir. En iyi ihtimalle bile bedenizin mesajlarına cevap verebilmek bir yana, onları zamanında duymayı dahi zor bir hale getirebilir. Bu yüzden sezgisel yemenin prensipleri bedeninizle uyumlanmanızın önündeki engelleri kaldırma işlevi görüyor.
Sayfa 24
”Evet, ruhun yarası hiçbir zaman tam olarak kapanmıyor.
Beden daha çabuk onarıyor kendini. Kalbin attığı sürece vücut iyileşebilir. Oysa ruhun bir kez darbe aldı mı, o yara dikiş tutmuyor. Sonuna kadar kendi kendine kanamayı sürdürüyor. Ama öte yandan, hayat da devam ediyor. Ben yeniden başlayamam sanırdım. Başka bir kadın olmaz, başka birini sevemem sanırdım; oluyormuş.”
Sayfa 312
Özsaygı diğerlerinden daha iyi hissetmeyi gerektirir. Sosyal karşılaştırma ve narsisizmle ilişkilidir. İyi gün dostudur. Öz şefkat ise her zaman yanımızdadır. Hepimizin kusurlu olduğunu kabul etmeyi gerektirir.
Öz şefkat,
hiçbir suretle bir yargı ya da değerlendirme değildir. Bunun yerine öz şefkat, sürekli değişmekte olan kendimizle şefkat ve kabul ile ilişki kurmaktır.
Sayfa 40
Öz şefkat, özsaygıdan farklı bir kavramdır.
İkisinin de psikolojik iyi oluş ile yakından ilişkili olmasına karşın önemli noktalarda birbirlerinden ayrılırlar.
Sayfa 40
Acı veren düşünce ve duygulardan kaçma eğiliminin aksine farkındalık
tatsız bir durumdayken bile, deneyimimizin gerçekliğiyle yüzleşmemize olanak tanır.
Sayfa 27