230 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
Mahrumiyet Oteli / Ersin Doğan Kitabımın adı hüzünlü bir yolculuk olacağının habercisiydi aslında. Mahrumiyetler… Sevgi, ilgi, aile, dostluk gibi yoksunlukların yerini başka şeylerle doldurmak mümkün olmuyor. Eser de bu tema üzerine kurulu. Hayatın kendisine biçtiği rolle yetinmeyenler bir gün geçmişin rövanşına mutlaka alırlar. Kimi zaman bu mutlu son getirir kimi zaman da hüsran ama ne olursa olsun yarım kalan ve acıtan bir defter artık kapanmıştır ya bu bile ferahlamaya yetecektir aslında. Eser; Leman, Gölge, Derviş Baba ve Kardan Adam’la sırlarla dolu bu otelde sıra dışı bir konaklamaya davet ediyor bizi. Evsiz çocuklar, yaptığı yanlıştan dolayı evladına sırtını dönen aileler ve varolma çabasındaki güçlü kadın mücadelesi beni hem üzdü hem de uzakta da olsa umuda sürükledi. Heyecanı çok yüksek bir romandı. Finalinde bile iki kez şaşırttı beni. Film tadında soluksuz okudum. Yayıneviyle de tanışma kitabım oldu ayrıca. Baskı ve sayfa kalitesi birçok yayınevine örnek olacak nitelikte. Demem odur ki her anlamda kocaman bir iyi ki Kıymetli yazar @ersin_dogan1 Bey’in diğer eserlerine de merakla bekliyorum. #alıntılarım Madem buranın hamuruna ilim irfan katılsın istiyorsunuz o zaman önce büyük bir kütüphane yapın. Ben en çok sonbaharı seviyorum. Bana, evrenin bile renkleri solabiliyorken kendi kaderimi ağlamamın anlamsızlığını hatırlatıyor. Bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey varsa o da görünenle görünenin ardında bekleyenin her zaman farklı olduğudur @ersin_dogan1 @angeyayinlarikitap #mahrumiyetoteli #ersindoğan #angeyayınları
Mahrumiyet Oteli
Mahrumiyet OteliErsin Doğan · Ange Yayınları · 202343 okunma
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Okuduğum üçüncü Aytmatov eseri... Ben daha Beyaz Gemi'nin boğazımda düğümlediği yumruyu oradan çıkartmaya uğraşırken, nereden bilebilirdim ki asıl öldürücü darbenin bu kitap ile geleceğini?.. Evet kabul ediyorum, baya bir hazırlıksız yakalandım, ağır nakavt oldum bu sefer. Hakemin saymasına da gerek yok, direkt havluyu atabilirsiniz ringe... Her
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261.7k okunma
Reklam
576 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 14 days
Krallar ve Soytarıları Kitap İncelemesi:
Birinci kitap beklentimi o kadar üst çıtalara çıkartmıştı ki... Galiba daha üstü olamaz diyordum. Ama bilin bakalım bu hangi yazar? Tabi ki Nagila ve ondan da bundan daha azını beklemek hata olurdu. O kadar fantastik kitap okudum ama ben hiçbir fantastik kitabın böylesine kadınları öne çıkardığını görmedim. O kadar duygulandım ki. Yani seri tamam
Krallar ve Soytarıları
Krallar ve SoytarılarıN. G. Kabal · Martı Yayınları - Özel Yayın · 20214,923 okunma
448 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Gölge ve Kemik Kitap İncelemesi:
Gölge ve Kemik kitabı ne kadar muhteşem ötesi bir kitap olmasa da yine de güzeldi. Şimdi size kitabın neden muhteşem ötesi olmadığından biraz bahsedeceğim. Ama tabii ki ilk önce incelememi yine 2 bölüm şeklinde yazacağımı söylemem gerekiyor. Daha önceki incelemelerimden bilmeyenler için söylemek gerekirse ben incelememi spoilırsız ve spoilerlı
Gölge ve Kemik
Gölge ve KemikLeigh Bardugo · Martı Yayınları · 20216.3k okunma
•Şuan içerisinde bulunduğumuz duruma hitaben.
•Sevgili Dost, Şu günlerde, “İyi misin?" sorusunu herkes aynı şekilde cevaplıyor: "Bu ortamda ne kadar iyi olunabilirse o kadar iyiyim." İç karartıcı haberler birbiri üstü ne bir felaket kolajı gibi yapışıyor. Yapışıyor da çantasi ni çaldırmamak için trenle peron arasına sıkışıp parçalanan kadın, akşam yemeğini iştahla yememize mani olamıyor. Ormanlara atılan mazlum cesetler, izleyecegimiz bir futbol maçının keyfine gölge düşürmüyor. Sevdigimiz insanlara karşı yapılan büyük haksızlıklar karşısında bile, dudaklarımızdan ancak birkaç zayıf cümle dökülebiliyor. Üzüntü kalbe inemiyor, kalp buğzedemiyor.|
Sayfa 136
229 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 31 days
Hepimizin bir kişiliği var. Peki gerçekten bir kişilikten mi oluşuruz? Kitabın konusu çok orijinal, başladığımda belki bu tür bir konu ile ilk kez karşılaşmış olmamdan kaynaklı, büyük bir şaşkınlık yaşadım. Sandığımız kişi, sanmadığımız kişi, sandıkları kişi... Hepsi bir kişi mi, yoksa her birimiz birçok kişi miyiz? Herkes bizi, bizim
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, BinlercesiLuigi Pirandello · Aylak Adam Yayınları · 20184,091 okunma
Reklam
Neyse ki Dea böyle biri değildi : diğer kadınların yaptıkları onda yoktu.
Bir kadına asla anlaşılması zor bir sözcük söylenmemelidir. Bu söyleneni düşünecek ve muhtemelen yanlış sonuçlara varacaktır. Gizemli hayaller onu mahveder. Dikkatsiz bir sözcüğün neden olduğu şaşkınlık çarpıp geçtiği her şeyi değiştirir. Bazen şans eseri duyduğumuz bir sözcük bir darbe alırız ve kalbimiz sevgisiz kalıp kendini boşaltı verir. Seven bir kişi, mutluluğunda bir gölge algılar. Vazoda ki çatlaktan akan bu yavaş sızıntıdan daha fazla korkulması gereken hiçbir şey olamaz
Sayfa 283Kitabı okudu
536 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
"... çünkü sevdim ve ben kalbiyle yaşayanlar zümresindenim ..."
Herkese merhaba. İlk incelememi bir aşk romanına yazmış oluyorum böylece. Kitabın neredeyse tamamını alıntıladığım için boynumun borcuymuş gibi hissettim :) İlk Nazan Bekiroğlu kitabım bu benim. Son da olmayacak sanırım. Kitapta Tebriz'li bir tacir olan Setterhan ile Trabzon'lu Zehra'nin kavuşma hikayesini öğrenmek üzere Trabzon, Bakü, Tiflis,
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127.4k okunma
404 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 21 hours
Haydi kadınlar! Lütfen kitabı okuyun, okutun.
Sizce kaç yaşındadır ataerkil dünya? İnsan(oğlu) dediğin hangi yüzyıldan itibaren daha eşitlikçi yaşamaya başlamıştır ya da başlar? Erkeklerin savaşı, erkeklerin siyaseti, erkeklerin tarihi... Kadın? Çoğu defa atlatılmış, unutulmuş, itilmiş, kakılmış... Bir gün yeryüzünün tüm ülkelerinde kadın sokağa çıkarken arkasına bakma ihtiyacı
Kadın Yok Savaşın Yüzünde
Kadın Yok Savaşın YüzündeSvetlana Aleksiyeviç · Kafka Yayınları · 20161,059 okunma
O adamları ay ışığında bir kadın fısıltıyla öpseydi; o adamlar önleri sardunyalı pencerelerden rüzgârlara baksaydı; o adamların çatılarına her bahar leylekler yuva yapsaydı; o adamlar söğütlerin dibinden akan sularla menevişli, uzaklara aksaydı; o adamlara akşamlar birazcık gölge düşürseydi; o adamların kirpikleri bir vakitler hiç nedensiz nemlenmiş olsaydı; o adamlar yağmur altında yalınayak yollarda koşsaydı; o adamları uçurumun kıyısında birileri göğsüne gömseydi; o adamlar bir gün olsun güneşi serçelerle karşılasaydı; o adamların dilinde keder bir erguvan dinginliğinde dönseydi… Yaşlılar, bedenlerinde bir ince sızı, parklarda öpüşen çocuklarla gönenirdi. Kimse kendi rengini başkasının burcuna çekmeye çalışmazdı. Evler evlerin üstüne bir değirmen taşı gibi kurulmazdı. Herkes durduğu yeri biricik doruk, dünyanın tek gerçeği sanmazdı. Pencereler yıldızlarla ürpere ürpere sevişirdi. Aşkı ölümle kuşatılmış bir ülkede mutluluk, mutluluk sayılmazdı. Özgürlük insanın aldığı soluktan belli olurdu. Kimsenin eli kimseye ölüm için uzanmazdı. Doğanın büyüsü ile yüreğin gizi akla iyilikler katardı. Bir hüznü söylerken bile söz, insana güven ve incelik verir, bir gökyüzü genişliği ile dünyaya barış getirirdi.
Sayfa 100 - 1995Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.