Süper Lig maçlarını izlerken ben :)
"Tanrı rızası için, güzel bir maç lütfen."
Mükemmel tanım.
Gol futbolun orgazmıdır. Orgazm gibi gol de modern yaşamda gitgide daha az görülmektedir.
Reklam
"Yaşam alanımız otomobillerle daraltılmış, şiddetin etkisiyle köşeye sıkıştırılmışız; iletişimsizliğe mahkûmuz, her geçen gün daha da üst üste yığılıyoruz ve yaşam alanımız daralıyor, birbirimizi görmeye bile vaktimiz yok."
Ümid Gurbanov çevirisiyle - Eduardo Galeano buyrun
Uruguaylı gazeteci ve yazar Eduardo Galeano, 2012 yılında katıldığı bir konferansta futbol üzerine konuşuyor, kitaplarından bazı pasajlar okuyor. İşte o konferanstan alınan bu kısa kesitte, Galeano "Gölgede ve Güneşte Futbol" adlı kitabını açıyor "Gol" adlı yazısını kendisi seslendiriyor. "Gol, futbolun orgazmıdır!" diyen Galeano, "Ve tıpkı orgazm gibi gole de modern dünyada artık daha az rastlanıyor." diye ekliyor. Çeviri: Ümid Gurbanov ‪ youtube.com/watch?v=snQPtzi... (altyazı için dil seçeceğini kullanabilirsiniz) Alternatif link ; twitter.com/ckonusmalar/sta...
Stadyum
* Wembley'de İngiltere'nin kazandığı 66 Dünya Kupasının bağırışları hâlâ duyuluyor; ama biraz daha kulak kabartırsanız 53'te Macarlar İngilizleri gole boğdukları zaman çıkan iniltileri de duyabilirsiniz. * Montevideo'nun Centenario Stadyumu hâlâ Uruguay futbolunun zaferlerine duyulan nostaljiyle iç çekiyor. * Maracanã hâlâ 1950'de yapılan Dünya Şampiyonasında Brezilyalıların yenilgisine ağlıyor. * Buenos Aires'de, Bombonera'da yarım yüzyıl öncesinin davulları işitiliyor. * Azteca Stadının derinliklerinden eski Meksika top oyununun törensel ilahileri yankılanıyor. * Barselona'daki Camp Nou'nun beton sıraları Katalanca, Bilbao'daki San Mames Stadının sıraları ise Baskça konuşuyor. * Milan'da Giuseppe Meazza'nın hayaleti, kendi adını taşıyan stadyumu titreten goller atıyor. * Almanya'nın kazandığı 74'teki Dünya Kupasının finali Münih Olimpiyat Stadında günler ve geceler boyu oynanıyor hâlâ. * Suudi Arabistan'daki Kral Fahd Stadyumunun mermer, altın ve halı kaplı tribünleri var; ancak ne anlatacak bir anısı, ne de söyleyecek önemli bir sözü yok.
(…) "Gölgede ve Güneşte FutboJ"I adlı yapıtında Eduardo Galeano, nasıl yanıtlıyor: "Futbolun öyküsü, zevkten zorunluluğa uzanan hüzünlü bir öyküdür. Spor bir sanayi dalına dönüştüğü oranda, iş olsun diye oynandığı zamanki güzelliğinden bir şeyler kaybetmiştir. Yüzyılın sonlarını yaşadığımız bu günlerde futbol, işe yaramaz her öğeyi reddetmektedir; kar getirmeyen her öğe de 'işe yaramaz' olarak kabul edilmektedir."
Sayfa 157
Reklam
Buenos Aires'in Boca Juniors takımı, ezeli rakibi River Plate tarafından 2-0 yenildi. Stadın çıkışında Riverli iki taraftar kurşunlanarak can verdi. Genç bir Boca taraftarı televizyon kamerası karşısında şöyle dedi: "Şimdi 2-2 berabereyiz." ... Şimdiye kadar bir futbol stadında en fazla sayıda kurban 1964 yılında Peru'nun başkentinde verildi. Maçın sonlarına doğru Arjantin'e atılan bir golün hakem tarafından iptal edilmesi üzerine sahaya portakal, teneke bira kutuları yağmaya başladı. Polisin gaz bombası atması halkın panik içinde kapalı kapılara doğru hücum etmesine yol açtı ve üç yüzden fazla insan ezilerek öldü.
Nasıl ki bir erkeğin cinsiyet uzvunun uzunluğu ile cinsel doyuma ulaşma arasında bir bağlantı yoksa, zekâ testindeki başarı ile yetenek arasında da bir ilgi yoktur.
Gol futbolun orgazmıdır. Orgazm gibi gol de modern yaşamda gitgide daha az görülmektedir.
Diego Armando Maradona, maç öncesinde hiçbir zaman kuvvet artırıcı türden ilaçlar almamıştı. Kokaine bulaştığı doğruydu, ama onu da bazı eğlencelerde unutmak ya da unutulmak istediğinde, belki de şöhretten bunaldığı ya da şöhretsiz yapamadığı anlarda alıyordu. Kokain kullanmasına rağmen, herkesten iyi oynadığı da bir gerçekti. Maradona, aslında kendi şahsiyetinin ağırlığı altında eziliyordu. Seyircilerin onun adını ilk kez haykırdığı günlerden beri omurgasından rahatsızdı, ayrıca bacakları da ağrıyordu ve bu yüzden hap almadan uyuyamıyordu. Sahaya bir ilah olarak çıkmanın verdiği stresin yükünü daha fazla taşıyamayacağını anlamakta gecikmedi; bir kere ilah oldu mu, bundan kurtulması mümkün değildi. Maradona şöhretin zirvesindeyken şöyle diyordu: "Bana ihtiyaç duyulmasına ihtiyacım var." Ve şöhrete ulaştıktan sonra herkes ondan insanüstü bir gayret göstermesini bekledi; ama o kortizondan, ağrı kesicilerden ve hayranlarının yakın takibinden ve alkışlarından, düşmanlarının nefretinden usanmıştı.
471 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.