O akşam döndüğümde de, onu bekleme salonunda Bébert’in teyzesini teselli ederken buldum, kendisinin, yani ihtiyar Henrouille’un, bu yaşa gelinceye kadar, yolda, ne akrabalar yitirmiş olduğunu anlatıyordu teyzeye, düzinelerce yeğen, şurda burda amcalar dayılar, orada, geçen yüzyılın ortalarında, epey uzaklarda bir baba, sonra bir sürü halayla teyze bir de kendi öz kızları, bir yerlerde yitirilmiş, hatta kendisinin bile tam olarak nerede, nasıl yok olduklarını anımsayamadığı, pek belli belirsiz, pek uzaklarda kalmış kendi öz kızları, o kadar uzaklarda ki, artık bugün başkalarına onlardan söz edecek olsa onları kafasında canlandırmak için neredeyse düş gücüne başvurması gerekiyordu, o da üstelik bayağı zorlanarak. Kendi öz çocukları artık doğru dürüst anı olmaktan bile çıkmıştı. Yaşlanmış gövdesinin sırtında, yıllanmış, değerini yitirmiş ölülerden oluşan koca bir cemaat, çok uzun süredir sesi çıkmayan gölgeler ve hissedilemez hale gelmiş acılar taşıyordu, ancak yine de, tam geldiğim sırada, Bébert’in teyzesine teselli olsun diye bunları biraz daha kurcalamaya çalışıyordu, ıkına sıkına da olsa.
Reklam
Bedenlerinden tamamen ayrılamayarak görünürle ilişiğini kesemeyen ruhlar, hayaletler gibi, gölgeler ve yansımalar gibi mezarlarla anıtların arasında dolaşıp dururlar.
Sayfa 124 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Gece yarısı bana ait," dedi esrarengiz bir mırıltıyla. "Gölgeler de geceye aittir." "Gece yarısı gökyüzüne..." Görmesem de gülümsediğini hissettim.
Güneş nesneleri fazlasıyla aydınlatmaya başladığı vakit gölgeler öne çıkar ve hakikat, gölgeler arasında bir yerlerde gizli kalırmış.
Gölgeler asla uzağa gitmez.Sen onları gormeyebilirsin.Lakin onlar her zaman peşindedir
Tormund DevfelaketiKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.