Bir şeylere, birisine bağlanmaya deli gibi ihtiyaç duyduğun ama artık hiç kimseye güvenemeyeceğini hissettiğin oldu mu?
Artık eskisi gibi olmadığın ama yenilenen benliğini tanıyamadığım oldu mu?
Kendini bulmak için bir yolculuğa çıkmayı, sevdiğini bildiğin ve hiç denemediğin ama seveceğine emin olduğun şeyleri yapmayı deli gibi arzuladığın lakin bulunduğun noktadan ileri tek bir adım atamadığın, hayallerine elini bile uzatamadığın, görünmez prangalara hapsolduğunu hissettiğin oldu mu?
Sabah uyandığında o günün sana çoktan hazırlanmış sorumluluklarla, paketlenmiş açılmayı bekleyen dertlerle geldiğini fark ettiğin oldu mu?
Acının hem dünden kaldığını hem de yarından geldiğini anladığın, artık katıksız sevinç duymayı bir hayal ürünü saydığın, ağlayamayacak kadar kayıtsızlaştığın oldu mu?
Her şeyi ardında bırakıp gidecek psikolojide olup çoktan hayatından vazgeçtiğin fakat senden vazgeçemeyenler yüzünden çakılıp kaldığın oldu mu?
İçindeki medcezirleri dışa dökemediğin; bir baş ağrısını bile, çocukluk sayarlar, diyip kendine hak görmediğin; uzanıp tavanı seyretmeyi bile sadece herkesin uyuduğu geç vakitlere bırakabildiğin; rüyalarında huzur bulmaya çalışıp kabuslarla boğuştuğun oldu mu?
Tek bir sıcak kalp aradığın ama bunun gerçek olmadığını anladığın oldu mu?
Kendini gölgelere sakladığın ama ışığını söndürdükleri için zifire bulandığın, artık bırak önünü, kim olduğunu bile göremediğin oldu mu?