AĞLAMAK İÇİN GÖZDEN YAŞ MI AKMALI?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
VICTOR HUGO
"Ne garip değil mi? Ömrün tek bir çizgi üstünde sağa sola sapmadan öylece dosdoğru gidecek sanırken sen, koca hayat en olmadik anda karşına dikenli bir gonca gül çıkarıyor; ya çizgiyi bozmayacak ama etini çizdireceksin ya da kendine bir yamuk çizip oradan gideceksin."
Ahmet Cemil'in küçük yaşından beri tahsil konusunda bütün adımiarına rehber olan bu baba o vakit oğluna ders verir: Bir nükteyi anlatmak, ince anlamlı, sanatlı bir sözü yorumlamak için saatlerce yorulur, bu genç zihni bir gonca gibi nazik parmaklada açmaya çalışır...
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
MARİANA ÇUKURU
Herkese Merhabalar...
Sizlere tek geçeceğim ve gelir gelmez asla bekletmediğim yayinevi @yanpasajyayinevi in son kitabı ile geldim.
Kapağa bile bakınca nasıl da içine çekiyor değil mi?
Paula'nin hikayesine hazır mısınız?
Paula zooloji ve biyolojiyi bir arada okuyup doktora programına da kabul edilen genç bir kadındır.
Üniversite için şehir dışında olduğu zaman gelen bir telefon ile hayatı değişir.
Kendini orada olmadığı için de suçlu görür.
Çünkü çok sevdiği kardeşi Tim'i kaybetmiştir.
Üstelik Tim'in sonu o çok sevdiği ve aşık olduğu denizden olmuştur.
Paula o günden sonra kendisini yaşamaya layık görmemeye başlar ölümü düşündüğü zamanlarda olur.
Psikolojik destek alır ve psikiyatristinin de yönlendirmesiyle ile kardeşine ait o hiç gitmediği mezarlığa gitmeye karar verir.
Mezarlık da yaşlı Helmut ile karşılaşır.
Verdiği sözü tutmak isteyen Helmut'un hikayesinden çok etkilenir ve onunla birlikte Alp Dağlarına karavan ile yapılan bir yolculukta bulur kendini...
Paula ,Helmut'un hayatını dinlerken bir yandan da kendi hayatı ve geçmişi(kardeşi) ile yaşadıkları ile de yüzleşir.
Peki Paula bu yolculuk sırasında neler öğrenecek hayattan beklentisi ne olacak derseniz zaten bunu öğrenmek kitabı okumaktan geçiyor derim ve kitap sizi bekliyor diye de eklerim.
Biz insanlar,tabiri caizse,birbirinden farklı patlama zamanları ve patlama nedenleri olan ,sonsuz sayıda saatli bombayız ama bombaların hepsi önünde sonunda patlayacak
Mariana ÇukuruJasmin Schreiber · Yan Pasaj Yayınevi · 20241 okunma
"Bu kadar tatlı bir öpüş konduramaz güneşin altın ışınları
Gonca gülün üstündeki sabahın ilk çiy damlalarına.
Senin gözlerinin aydınlığı vurdukça günün taze ışınlarına
Yanaklarımdan akar gider çiy taneleri gecelerin kuytularına.
Derinlerin saydam göğsünden görünen gümüş ay,
Soluk kalır gözlerinin o görkemli ışıltısı yanında, O güzel yüzün bana ışık verir gözyaşlarımın arasında,
Pırıl pırıl parlarsın gözyaşlarımın her damlasında.
Gözyaşlarımın her damlası seni taşıyor benliğime
Sen geçiyorsun kalp ağrılarımın üzerinden zaferle.
İyi bak içimde sel gibi taşan gözyaşlarıma
Benim acılarımdan doğuyor senin görkemli parlaklığın."
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olamaz mı?
-Victor Hugo
Aslında Gonca anlamıştı. Barbaros'la hiçbir gelecek hayali kurulamayacağını anlamıştı. Genç adamı çok iyi tanıdığı anlarda bile sanki yeni tanışmış gibi hissettiği anlardan birini yaşıyordu. Bir yabancının elindeydi sağ eli. Ne o gözlerdeki parlama gelecekti ne de Barbaros birlikte yaşayacakları evin duvarlarında, tabloları asmak için darbeli matkapla delikler açacaktı.