Kuran'ı tarihsel bağlamı içerisine yerleştirerek, kendi söz dağarcığıyla, kendine özgü sözel-literal kimliğiyle ortaya koymak ve tarihsel yerel bağlamına özgü bir çözüm örneği olarak nitelemek gerekir.
Kuran’da çağdaş bilgiyi kuracak hiçbir şey bulmayız; ama Tanrı’ya inanca yönelten pek çok ayetle karşılaşabiliriz. Kuran bildirisinde dikkati çeken ana amaç, Tanrı’ya inancı sağlamak; böylece Kuran’da tanrısal kaynaklı olduğu ileri sürülen yargıları inananlara kolaylıkla dayatmaktır.
O halde ne her şeyi din eksenine oturtmayı amaçlayan Kuran’ı yeniden yorumlama ne de dinde yenileşme toplumumuzu esenliğe çıkarabilir ve ona huzur getirebilir. Yapılması gereken, büyük önder Atatürk’ün önderliğinde cumhuriyetimizin ilk 23 yılında olduğu gibi, yeni kuşaklara çağdaş bilimin ne olduğunu, hangi yöntemleri kullanarak anlamlı sonuçlara varılabileceğini iyice öğretmektir.