Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

292 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
1948 yılında New England’da elim bir iş kazası sonucu beyni hasar gören Phineas Gage’in öyküsünden yola çıkarak sosyal davranışlarımızın oluşmasında neyin etkili olduğunu, zihnin; beyin ve vücutla bağlantısı olup olmadığını anlamak için yola çıkan yazarımız zihnin ve duyguların beyin ve vücutla ilişkisini olmadığını iddia eden Descartes’in yanılgısını imgeler, hisler ve somatik işaretleyicilerden yolara çıkarak anlatmaya çalışıyor. “ Buradan, doğası ya da tüm özü düşünmek olan bir madde olduğumu ve bu maddenin varolması için hiçbir mekana ya da herhangi bir maddi şeye ihtiyacı olmadığını anladım; öyle ki, bu ‘ben’ yani beni ben yapan ruh, vücuttan tamamen ayrı ve bilinme­si ondan daha kolaydı; ve vücut olmasa da, ruh neyse öyle olmaya devam edecekti. Descartes'ın yanılgısı işte budur: Vücut ile zihnin bir uçurumla birbirinden ayrılması. Bir tarafta ölçülebilen, boyutlu, mekanik ola­rak işletilen sonsuza dek bölünebilir vücut maddesi; öteki tarafta ise ölçülemeyen, boyutsuz, itilip çekilemeyen, bölünemez zihin madde­si. Akıl yürütmenin, ahlaki yargıların, fiziksel acı ya da duygusal kar­maşadan doğan ıstırabın, vücuttan ayrı olarak varolabileceği önerisi. Özellikle; zihnin en incelikli işlemlerinin biyolojik bir organizmanın işleyiş ve yapısından ayrılması.” S.256 Keyifli okumalar dilerim.
Descartes'ın Yanılgısı
Descartes'ın YanılgısıAntonio R. Damasio · Varlık Yayınları · 2000116 okunma
·
365 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.