öyle bir kitap düşünün ki başından sonuna kadar adı sanı geçen insanların çektiklerini onlarla birlikte çekin yaşadıklarını onlarla birlikte yaşayın ve yaşadıklarını hücrelerinize kadar hissedin. açlık, sefalet, kan, gözyaşı, ölüm... ailesini ve yaşamlarını geçindirmek için yerin metrelerce altına inen oradaki sıcaklıkla ve olası grizu patlamalarıyla baş eden madencilerin yaşadıklarından sadece birkaçı. öyle bir açlık ki; evdeki bir avuç içi kadar olan etin baba madende çalıştığından eve ekmeği o getirdiğinden güçten kuvvetten düşmesin diye onun yediği, çocukların onun artıklarıyla karnını doyurduğu; gün gelip sokaktan, bahçeden toplanan otlarla hazırlanan yemeklerin yendiği; bir tutam ekmeğin üstüne az biraz tereyağın sürülüp bütün gün onunla idare edilebildiği bir açlık. öyle bir sefalet ki; hane nüfusunun karnını doyurabilmek için evdeki incik boncuğa kadar her şeyin satıldığı, maden sahibi burjuva kesime gidilip en pençe divan şekilde yardım beklendiği, eve giren paranın azalmaması için çalışan kızların evlenip evden gitmesine izin verilmediği bir sefalet. öyle bir kan ki; oluk oluk akan, akıtılan. öyle bir kan. öyle bir gözyaşı ki dur durak bilmeyen, yorgunluktan, açlıktan biçare olmaktan dolayı dökülen gözyaşı. ve öyle bi ölüm ki; en gururlusu. işte öyle bir ölüm. germinal işte bu vesile ile benim 'best 10' listemde kendine yer etti. başkaldırı denilince adını sayabileceğim ve beğendiğim bir elin parmaklarını geçmeyecek kitaplar arasında artık germinal'de var. emile zola okumakla geç kalmış olmama germinal'den sonra gerçekten çok pişman oldum.

GerminalEmile Zola · Can Yayınları · 201710,8bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

mert