Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kendimizin farkına vardığımız günden itibaren hepimiz, önemli, sevilen ve sayılan insan olmak isteriz. Bu, vazgeçemediğimiz, içgüdüsel bir tutkudur. Bu tutkuyu doyuramadığımız sürece mutsuz oluruz. Hayatımız boş ve anlamsız olur. Yaşama bağlılığımız giderek azalır. Uzun lafın kısası küseriz. Bütün sağlıklı insanlar bununla başaçıkma-mn bir yolunu arar. Kimileri bu doyumu iş ve mesleki başarıda, kimileri aşkta, kümleri sanatta ya da ailesinde, çocuklarında evinde, kimileri bilimde ya da yardım kuruluşlannda bulur. Hepsinde amaç aynıdır. îyi-önemli-başarılı-sevilen ve sayılan olmak. Din kitapları dahil, bütün kitaplar bizi buna zorlar. Şizofreni hastası da insandır. Ve hepimizde olduğu gibi onun içi de bu tutkuyla doludur ancak bunu başaramaz. Bütün gayretine rağmen, zekası, yetenekleri, okullardaki yüksek başarısına rağmen toplumun onu bir türlü içine almadığını, kabul etmediğini görür. Bu yüzden başkalarını suçlar. Halbuki bu, başkalarının suçu değildir, ilişki kuramayan bizzat kendisidir. Zekidir, başarılıdır, yeteneklidir, çalışkandır, bilgilidir ve iyidir ancak bunu insanlarla paylaşmayı, başkalarıyla duygusal alışverişi beceremez. Çevresindeki insanlar çabuk sıkılır ondan. Bir robotla, yani duyguları olmayan ama her şeyi bilen bir robotla ne kadar arkadaşlık edilebilirse, onlarla da ancak o kadar ilişki kurulabilir. Bütün bunların sonunda yarattıkları hastalıklı hayal dünyasının içinde yıllarca gezer dururlar, İlk zamanki heyecan ve fırtına giderek azalır, renkler solar, bağlantılar kopar, nedenler, niçinler sorulmaz olur. Geriye yer yer kopmuş, silinmiş, solmuş bir eski filmin parçalan kalır. Artık o, her şeyi bilen ama hissedemeyen bir robot bile değildir. Çünkü ilgileri ile birlikte bilgileri de azalmıştır. Üzülmeyi, şikâyet etmeyi, mutsuzluğu bile bilmediğinden, artık onun için sessiz ve durgun olan bu dünyada âdeta bir taş gibi öylece bekler. Ne acı, ne sevinç, ne keder ve ne de heyecan duyan beyninin karanlık dehlizlerinde dolaşır durur. Sanki ruhunu kaybetmiş, zaman durmuş, mekân değişmiştir. Karmakarışık bir rüyada gibidir. Ölümü, ruhsuz bedeninin yok olacağı günü beklediğini bile bilmeden.
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.