Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Orhan Kemal, Orhan Kemal'di işte!
ORHAN KEMAL DEĞİL BAŞKASI KAZANSAYDI... Elinizi insaf ile vicdanınıza koyup bir an düşünün. Eğer Türk Dil Kurumu'nun Hikâye armağanını Önce Ekmek kitabıyla Orhan Kemal değil de, kâzib şöhretlerden biri kazansaydı neler olmazdı. Yazılar mı yazılmazdı, telgraflar mı çekilmezdi, yoksa adına geceler düzenlenip Nobel'e aday mı gösterilmezdi? Yer yerinden oynardı. Ama Orhan Kemal kazanınca iki satır haber, sonra da kaz misali bir tısss! Neydi Orhan Kemal'in günahı? Türk edebiyatına Murtaza'yı, Cemile'yi, Avare Yıllar'ı, Baba Evi'ni, Hanımın Çiftliği'ni, Müfettişler Müfettişi'ni, Vukuat Var'ı ve daha neleri veren Orhan Kemal'in günahı neydi? Ne eksiği vardı? Romancılıksa, sapına kadar romancı. Hikâyecilikse, köküne kadar hikâyeci. Ve eğer solculuksa -Adana ağzıyla- Allahına kadar solcu! O halde? Orhan Kemal'in günahı neydi? Ne eksiği vardı? Orhan Kemal'in günahı da çok büyüktü, eksiği de çok fazlaydı. Çünkü Orhan Kemal, Babı-âli'de kapı aşındırmasını bilmezdi. Çünkü Orhan Kemal, sosyete meyhanelerinin nutuk atan yazarı değildi. Çünkü Orhan Kemal'in evinde sofralar kurulmazdı. Çünkü Orhan Kemal aşağılık politikayı beceremezdi. Çünkü Orhan Kemal inandığı, bildiği, hak bellediği yoldan hasta ciğerine, yorgun kalbine ihanet edip bir karış bile sapmazdı. Sapmazsa da böyle olurdu işte. Ne kendisini Nobel'e aday gösteren çığırtkanları ne de bin kapıdan arta kalan işporta malı şakşakçıları vardı. Olmadığı için de Orhan Kemal, ORHAN KEMAL'di işte! Onlar da onlardı... Hasan Pulur, Milliyet - 7 Ekim 1969
Sayfa 363 - Everest YayınlarıKitabı okudu
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.