Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1940 yılında Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nin Felsefe bölümüne kaydolmuştur. Birçokları gibi fakülteye zorla kaydolmadığını söyleyen Osman Yüksel, felsefeyi bilerek, isteyerek tercih ettiğini ifade ederek, sebebini şöyle açıklamaktadır: “Çünkü öteden beri kitaplara, fikirlere karşı alakam her türlü alakanın üstündeydi. Bu bölümde tam aradığım şeyi bulmuştum. Burada ruhiyat okuyacaktım. İnsanları harekete geçirecek psikolojik amilleri, ruhi tezahürleri öğrenecektim. İçtimaiyat okuyacaktım. Cemiyetlerin yükseliş ve çöküş sebeplerini, sosyal cereyanları takip edip araştıracaktım. Nihayet felsefe tahsil ederek büyük filozofların sistemleri üzerinde duracak, onlardan aldığım ilhamla, ışıkla kültür hayatımızın geçirmekte olduğu buhranları anlayacak, karanlıkları aydınlatacaktım. Milletime, vatanıma bu yolda gücümün yettiği kadar faydalı olmaya çalışacaktım” (Serdengeçti: S.3, s.3). Felsefe bölümünde okuyarak yukarıda ifade ettiklerini yapamayan Osman Yüksel, bunu Serdengeçti dergisi ile daha da etkili bir şekilde gerçekleştirmiştir. Osman Yüksel’in düşündüğü üniversite hayatı hayal kırıklığı ile sonuçlanmıştır. Çünkü hem eğitim sistemi hem eğitim hizmetini sunan hocalar hem de öğrenciler onun düşlediği gibi olmamıştır. İlim perdesi arkasında halkın inançlarıyla dalga geçildiğini, tarihi ve içtimai temellerin baltalandığını, öğrencilerin materyalist ve yozlaştıran bir batağa doğru itilip kendi değerlerinden uzaklaştırıldığını gören Osman Yüksel, o zamanlar felsefe bölümündeki öğrencilerin durumuna ilişkin şu ifadeleri kullanmıştır: “Her şeyi ben bilirim iddiasında bulunan bu zavallılar, Karl Marx’ı Marka, Engels’i Engel olarak yazacak ve okuyacak kadar kendi ideolojilerinin bile yabancısıdır. Bu zavallılar, bu solda sıfırlara göre Çanakkale tahtakale, Atatürk sarhoşun biri, Namık Kemal şişirilmiş bir adam, İstiklal Marşı şairi yobaz ve İstiklal Harbi kahramanları, şehitler budala idi. Bunlar ceplerinde para olunca kapitalist sistemleri kabul eder, parası bitince yaman birer proleter olurlar ve aç midelerin türküsünü çağırırlar. Şehvetleri gıcıklanınca ise serbest çiftleşme taraftarı olurlar. Ellerine beş-on kuruş geçti mi doğru meyhaneye giderler yahut bir yerde toplanarak bu iffetsizler, şerefsizler güruhu Stalin’in şerefine kadeh kaldırırlar” (Serdengeçti: S.3, s.4).
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.