Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

383 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yazarla tanışmamız "kırmızı oda" dizisi ile başladı. Bu kitap yazarın ilk kitabı ve ben de onun ilk kitabı ile başlamışım farkında olmadan. Gülseren Budayıcıoğlu eserleri ile ülkemize psikoloji-felsefe alanında yeni bir sayfa açmış gibi görünüyor. Zira psikolojik kitapları okumayı sevenler bilirler. Genellikle, şu ana kadar okuduğumuz insan gelişim kitapları bizden olmayan, kültürümüze, insanımıza yabancı yazarların kitapları idi. O Batı kaynaklı kitaplarda da "insan" olarak ruhsal problemleri çözme odaklı ortak noktaları bulabiliyor olsak da tam anlamıyla içimize su serpilmiyordu. Oysa bu kitap ile bizim toplumumuzda var olan insan hikayelerini, bunalımlarını, bizi tanıyan, bizden olan bir psikiyatrın ağzından okumak bizlere daha yakın, samimi ve sıcak geldi. Bu toprakların insanı bu kitapta kendinden bir şeyler buldu. Çünkü bizden biri bizi anlamak, tanımak, ruhsal sorunlarımızı çözmek için yine bizi yazmış. Bu konuda oldukça başarılı olduğunu okuyunca sizler de göreceksiniz. Hayatta geçmiş yaşanmışlıklarınızı anlatırken yargılanmadan, suçlanmadan iç dünyanızı anlatacağınız bir arkadaş bulmak çok zor. Hiç kimse ne anne babasına ne eşine ne de arkadaşına iç dünyasını kolaylıkla aktaramaz. Yargılanmaktan, suçlanmaktan korkar. Yüzyüze olduğunuz insanlarla paylaşamayacağınız iç dünyanızı ancak ya iyi bir psikiyatra ya da bu tür kitabı okurken kendi kendinize anlatarak ruhsal rahatlığa ulaşabilirsiniz. Bu sebeple bu tür kitaplar ruhsal problemlerimizi kendi başımıza da olsa çözümlemeye yardımcı olabilecek türden. "İnsanın kendini tanıması kadar büyük bir irfan yoktur." derken ne kadar da kolay bir işmiş gibi dilimiz söyleyiverir. "Kendini bil", "kendini tanı" gelişim kitaplarının, ruh sıkıntılarının çözümü olarak sıklıkla duyduğumuz klişe sözlerdir bunlar.Bu klişe sözler söylenir durur da, karşıdaki kişinin ruhsal sıkıntılarına derman olur mu, acaba? bunu bilen olmaz. Sıkıntılı olan hasta bunu nasıl başaracağını da bir türlü bilemez. İşte tam da bu evrede psikiyatrın ne derece önemli olduğunu bu kitap kanıtlamıştır. Zira çevremizde bir çok insanımızın psikolojik danışmana başvurmasını geçici teselli ve rahatlama seansları şeklinde olduğu herkes tarafından bilinen bir konudur. Veya Batılı kaynakların kötü taklitçiliğine soyunulmuş seanslar şeklinde görülür. Bu tür psikiyatrlar gerçekçi bir çözüm bulduramaz. Bu kitapta hasta doktor ilişkisinin sadece bir rahatlama, teselli etme şeklinde ilerlemediğini gerçekçi, kökten çözüm bulma tedavi etme yöntemlerini bize gösterdiğini düşünüyorum. Çünkü bazı hastalar kendinde var olanı karşısında varmış gibi söylemesine rağmen, rahatsızlığı kendinde aramaz ve asla kendinde olmadığına inanır. Kısaca, ruhsal problemin kendinde var olduğuna/hasta olduğuna inanmaz. Göremez. Böyle birine bin defa"kendini bil, kendini tanı" denilse bunun ne demek olduğunu kavrayamaz. Bunu ancak iyi bir psikiyatrın gösterebileceğini bu kitapta göreceksiniz. Üstelik iyi bir psikiyatr anlatılan hikâyede hastanın Kendini kandırmaca, aldatmaca anlatımlar içine girdiğini de keşfetmelidir. Başka türlü yine gerçekçi çözüme ulaşılmaz. Peki bunu nasıl yapar Gülseren Budayıcıoğlu. Hastanın yaşadığı olay ve anlattığı hikâyeler esnasında onlara sorular sorarak, kendisine başka bir bakış penceresi açtırmayı başarır. Hastaya yerinde ve zamanında sorulan sorular sayesinde hastanın cevaplaması ile hasta olduğuna kendisi ikna edilir. Hastanın ne kadar canını acıtsa da, hastadan gerçekçi bir yaklaşım yapması istenir, hatta zorlanır. Hastasına hastalığı ile birlikte çözüm de buldurulur zaman zaman. Bu her psikiyatrın yapabileceği bir durum değildir. Böylece Gülseren Budayıcıoğlu iyi bir psikiyatrın aynı zamanda iyi bir filozof olması gerektiğini de göstermiştir. Ne zaman nerede soru sormasını bilen bir filozof. İşte o zaman kendini tanımak, bilmek, kendine yalan söylediğinin farkına vardımak gerçekçi bir boyutta büyük bir irfan" olur. Anlaşılmamak, dinlenilmemek, sevgisiz büyümek, yaşama anlam yükleyememek,. suçlanmak, yargılanmak, şiddet, yapılan hatanın Tanrı tarafından affediciliğini bilmeden cehennemde yanacağına inanmak, yani inandığı Tanrıyı tanımamak, yalnızlık, sosyalleşememek.... gibi bir çok sebepler kişiyi ruhsal çöküntüye uğratıp çeşitli ruh hastalıklarına sebebiyet verdiğini bu kitapta göreceksiniz. Hasta ruhlu olanların çoğunluğunun mükemmeliyetçi, kuralcı,titiz, hoşgörüden yoksun, kibirli ve diğer insanları ya aşağılamış ya da aşağılanmış insanlar olduğunu fark edeceksiniz. Zaten kitapta da iki tür insandan bahsedilir. Çevresine mutluluk verenler. Çevresine mutsuzluk dağıtanlar. Okurken benim gibi "Ben hangi türe giriyorum acaba?" demekten kendinizi alamayacaksınız Kişisel ve genetik yapımızın ne olduğunu bilmek, çocukluk yaşantılarımızın nasıllığına şöyle bir bakmak ancak Gülseren Budayıcıoğlu gibi bir psikiyatr ile konuşunca, kendini tanımak olarak ortaya çıktığını göreceksiniz. Her psikiyatra güvenmem ayrıca. Örneğin kocasından şikayetçi bir kadının "konuşmak insanın zehrini alır" diye onu gazlamak yerine "sen nasıl birisin, hadi biraz da kendini anlat bakalım" diyerek asıl problemin kocada değil de kendinde olduğunu buldurarak, eksikliği göstermek, gerçekçi çözüme ulaştırmak ( tabi ki yanlış yapan kocayı aklamak, temize çıkarmak anlamında değil elbette).... bunlar ne güzel gerçekçi, köklü problem çözme odaklı yaklaşımlar. İşte bu kitabın ve yazarın bu yönüne bayıldım doğrusu. Hastaya teselli vererek geçici rahatlama yapmak yerine, gerçek ile yüzleştirmek, insanın içini acıtsa da. Kitaptaki bir hikayenin sonunda bir replik vardı beni anlatan. O hikâyede tam olmasa da kendimi buldum. Bu kitap, insana hangi hikâye içinde kendinizi bulacağı merakı uyandıran, heyecandan heyecana sürükleyen bir kitap. Şiddetle tavsiye ederim. Bu kitabı okuduktan sonra ben: O artık Mükemmel değil.. Mızmız değil (şikâyetçi) değil Fedakar değil Birilerine yaranmak için iyilik yapan değil Mutsuz hiç değil. İyi okumalar..
Madalyonun İçi
Madalyonun İçiGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 202018,1bin okunma
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.