Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Gönderi
VAHŞİ ANNEYLE KONUŞTUM
Orta yaşa geldim sanırım.Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabını bu kadar geç bir sürede okumuş olmanın üzüntüsünü hissediyorum.Bilmediğim, adını koymamış olduğum bir boşluk varmış hayatımda.Okumasaydım, eksik kalırdım.Bence tüm kadınlar bu kitabı okumalı.Çünkü hepimiz hayat yolculuğumuzda çeşitli dönemlerden geçiyoruz.Durmadan değişip ,büyüyoruz.Kitabın yazarı olan Clarissa P.Estes bu yolculukta farkındalıklarımızı geliştirmemize yardımcı oluyor.Hepimizin yolculuğu oraya yani özümüze .Biz kadınlar meyve veren bir hayat ağacının dallarıyız, dönüş rotamız ise en derinlerdeki köklerimize.
Bazen insanın kendini en yalnız hissettiği,etrafını sisle kaplı düşüncelerle gördüğü zamanları olur ya atalarımızın kadınları yani vahşi annelerimiz tam o anda yanı başımızdadır.Bize bakıyordur.Onu fark etmemizi bekliyordur.Zaten Baba Yaga’mıza kulak verirsek her şey çok daha kolay olacak sanırım.
Yukarıda belirttiğim gibi kitabı daha önce okumuş olsaydım ,yani yazarımızın da dediği gibi kutsal nefes hayatıma daha önce üflenmiş olsaydı bazı şeylerde bazı tercihlerim daha farklı yönde ilerleyebilirdi.Sayfalar ilerledikçe vahşi annelerimle kadınlık ,benlik,erginlik ve gelişim üzerine sohbet etmiş gibi hissediyordum kendimi.Bu sohbette boyumun,eğitimimin,kilomun,yaşadığım toplumun,inandığım inanışların hiçbir önemi yoktu .Her satırında kendinizi bulacaksınız.Çünkü kadınların sorunları da yaşadıkları da evrensel.
Eskiden yaşanılan beldenin kadınları tarafından kadının yaşadığı bu erginlenme süreçlerinde yanında olunup onun yalnız hissetmemesi sağlanıyor ;kadınlığı yani vahşi anayı bulması için yüreklendiriliyormuş.Bizim unuttuğumuz unutturulduğumuz tüm bu bilgiler zaten öğretiliyormuş .Maalesef bize sezgilerimizin önemi daha önce dile getirilmedi. Bahçenin ilkbahara hazır olması için sonbaharda tersyüz edilmesi ;hayatımızın altüst oluşlarını kendi içsel döngülerimizin düzenlemesi gerektiği söylenmedi.
Bir annenin kendi kızına sezgilerinin doğruluğuna güven duyma hissinden daha büyük bir kutsama veremeyeceğini bilmiyordum.Gücün babadan geldiğini ,kızlarının davranışını babanın davranışının etkilediğini sanıyordum.Güç anneden gelmekteymiş.Neyse ki hiçbir şey için geç değil. Yazara göre kadın sezgisel kavrayışını alıştırmayla geri kazanılabilir.Zaten kitaba göre tam da yeniden dirilmenin başındayım. Estes tam da bu kısımda orta yaştaki kadınlar çoğu zaman yeniden doğmuşlardır diyerek kulağıma fısıldıyor.Bu bilgilere öyle ya da böyle her kadın bu kitabı okumamış olsa da farkında olmadan da sahip olabiliyor.
Bana göre kitapta sık sık dile getirilen hayat-ölüm-hayat düşüncesi derin bir felsefi yapıyı barındırıyor.Hepimiz saf bir ergin olarak hayata atılıyoruz. Hayatın bir noktasında yaşadıklarımızla en dibe batıyoruz.Debeleniyoruz ama tam da o nokta vahşi annenle karşılaştığın yer işte orası ;sorgula devam et rotana.Ölümden sonraki diriliş aşamasındasın.Yazarın bu noktada şaşırdığı bir durum var.Biz vahşi anneyle tanışıp o ormanda ilerlerken tüm günlük işlerimizi de yapıyoruz.Çiçekleri suluyoruz,sevdiklerimizle ilgileniyoruz bu liste uzar gider.
Peki yazarımıza göre vahşi anneyle nasıl sık sohbet edebiliriz ?Cevabı basit. Günlük rutinlerimizden sıyrılıp kendimize dair zaman ayırarak anlamlı molalara sahip olmamızla birlikte.Eve dönüş yolunda yaptığımız molalarda karşımıza zorluklar çıkacak alıştırdığımız hayat tarzını değiştirdiğimize homurtular çıkacak elbette ama yazarımıza göre bu yolculuğa tavizsiz devam etmeliyiz.Bu gidiş ve dönüşlere kadın kendisi değer verdiğinde çevresindekiler de değer vermeyi öğrenecektir.Çünkü bir kadın ihtiyacı olduğu halde eve dönüş molaları vermemesi sonucunda kurur, özüyle bağlantısını kaybeder.Geri döndüğü zaman zaten çevresine ışıltı saçacaktır.Yazarın da dediği gibi bir süre kedinizi başkaları besleyebilir,size küsen köpeğiniz sizi affedebilir,çocuğunuz bir süre sizsiz idare edebilir.Siz ,siz olmadan idare edebilecek misiniz peki?
Yazar bazı bölümlerde o kadar vurucu sözler iletiyor okuyucusuna .Beni en çok etkileyen bölümlerden biri yaratıcılık konusunda erkeklere oranla kadınların onları geriden takip etmeleri konusunda değindikleri oldu. Bir kadın bir ürün oluşturmadan önce etrafını temizler ,günlük rutinleri arasında sıkışmıştır.O masaya günlük işlerini bitirdikten sonra oturabilir ancak.Estes yine tam da bu noktada şöyle sesleniyor :’’Kendi bastırılmanı onaylayıp bunun bir parçası olmaktansa ,yaratıcı hayatını tercih et!’’
Kitabın dili ağır, okurken yoruyor. Bazı bölümler bir çırpıda okunmuyor.Düşünmeniz emek vermeniz gerekiyor .Eğer sabrederseniz okuduktan sonra da bambaşka bir farkındalığa sahip oluyorsunuz.Bu kitabı herkese önereceğim.Kitapta geçen masalları bir ritüeli gerçekleştirir gibi kızlarınızı ders alabileceği şekilde okuyun.Kızlarınızın sezgilerine güvenmesini sağlayın.Yaşam yolculuğunda birçok bilgin anne edinmesini sağlayın.Derilerini kaybederse bunun doğal bir süreç olduğunu eve dönüş zamanının çok yakınında olduğunu söyleyin.Ormanını ziyaret etsin. Kibritçi kız gibi umutlarını ,yaşam ışığını satmasın.Çirkin ördek yavrusu gibi ait olduklarını bulana kadar dayansın.Vasalisa gibi o iskeletten yaşam ışığını gururla taşısın .Kırmızı ayakkabılar giyen çocuk gibi rahatlık uğruna yaratıcı ışığının çöpe atılmasına sakın ama sakın izin vermesin. Estes’in de dediği gibi ORMANA GİT.ORMANA GİT.
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.