Hayatı sorguladığımız,her şeyin sanki üst üste geldiği zamanlar olur ya Nora’nın öyküsünü işte böyle bir anımda okudum.35 yaşında her şeyini kaybeden Nora’nın yaşadıkları sanki benden bir parçanın iziydi.
İlk bölümler depresif bir hikayeyi barındırdığı için beni biraz bunalttı.
Sanmayın ki bunları yazdığım bir kitabı beğenmedim.Aksine böylesine bir konuyu ,bu kadar basit bir dille ama okuyucuda derin duygular oluşturacak şekilde anlatan Gece Yarısı Kütüphanesi’ne bayıldım .
Pişmanlıklarla,kayıplarla dolu bir yaşamı olan Nora ölümü tercih eder ve arafta takılı kalır.Kendini bir kütüphanede bulan Nora orada bulduğu Pişmanlıklar Kitabı’yla yaşayamadığı tüm hayatları paralel evrenlerinde deneyimlemeye başlar.Kitap bana bu yönüyle biraz If I Hadn't Met You dizisini hatırlattı.Onu da çok beğenerek izlemiştim.
Kitabı okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Siddhartha’nın başlarında uzun zamandır bana bu kadar keyif veren bir kitap okumadım demiştim.Gerçekten de kitap,ilerleyen sayfalarıyla insanın belleğinde hem derin bir iz ;hem de edebi lezzet bırakıyor .
Siddhartha bir yolculuk hikayesidir.Öyle bir yolculuktur ki varış noktası değil, yolun kendisidir önemli olan.Siddhartha’nın yolculuğunda ise evrendeki her şey öğretmendir.
O aramaya,susamaya ve bulmaya gelmiştir.Zaten Siddhartha kelimesi aradığını bulan, amacına ulaşan anlamına geliyormuş.Bu nedenle Siddhartha'nın amacı "Nirvana’ya ulaşmaktır.
Sidharta amacına ulaşabilecek midir?Artık bu kısmı öğrenmeyi okuyacaklara bırakmak istiyorum.
Hayatı yansıtan ,umut olan kitapları seviyorum.Umuyorum ki siz de benim gibi Siddhartha’nın hikayesinde kendinizden bir şeyler bulup onu en yakın dostunuzmuş gibi hissedersiniz.Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim.
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,8bin okunma
Unutma! dedi tekrar, kendi sesin! İşte en önemli şey bu. Senin sesin! Dünyada hiçbir tarzda, hiçbir modaya oturtulamayacak kadar senin olan bir üslup. Elin gibi, gözün, bakışın, gülüşün gibi senden bir parça.
''Biz insanlar, sınırlarımızı bilmeden kendi aklımızı beğeniyoruz, öğrenmiyoruz, akıllanmıyoruz. Her şey anladığımız zaman da genellikle iş işten geçmiş oluyor. ''