Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

222 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Dar Ağacında Üç Fidan
Bu bir inceleme yazısı değildir. Bu bir, Kendime Notlardır. Kendimi ilgilendirir. Ama ilgilenmek isteyen olursa da ilgilenebilir. * “İnançları uğruna ölümün eşiğinde bükülmeden duranları, var olalı beri tanır dünyamız. Çünkü bazı ölüler dünyanındır.” Sayfa:2 Evet, BAZI ÖLÜLER DÜNYANINDIR. Mesela Gandhi, Lulumda, Mandela… (Daha birçok isim sayılabilir, Atatürk gibi) * -Vedat Demircioğlu- ismi karşınıza çıkıyor 4.sayfada. Merak ediyorsunuz haliyle kimmiş bu Vedat? Google’da aratınca şöyle bir şey çıkıyor: Altıncı Filo'yu Protesto Olayları sırasında ölen öğrenci. 17 Temmuz tarihinde Altıncı Filo'yu Protesto Olayları sırasında polisin İTÜ Gümüşsuyu öğrenci yurduna yaptığı baskın sırasında ikinci kat penceresinden atıldı ve sonrasında Taksim İlk Yardım Hastanesine kaldırıldı. Komaya giren Demircioğlu 24 Temmuz'da öldü.[1][2][3] Türkiye'de 68 Kuşağının ölen ilk ismi sayılmaktadır.[2] Yaşar Kemal, Fethi Naci ve Doğan Özgüden tarafından kurulan Ant dergisi, Vedat’ı; “İkinci kurtuluş savaşının ilk şehidi” olarak anmıştır. tr.wikipedia.org/wiki/Vedat_Demi... * “Bir an vardır, uğruna ölüme gidilir.” s.6 İşte “o an”da ölüme gidenler ölümsüzlüğe, uğruna gittikleri şey de sonraki nesillere dava olabiliyor. İşte ondan sonra da “Deniz olduk astınız okyanus olduk geliyoruz” derler adama… “Onların inandıkları yolun değerlendirilmesi ne kadar tarihin sorunuysa, onların yargılanış biçiminin değerlendirilmesi de o kadar bugünün sorunudur…” s.6 Ne bizler tarihi anlayabildik ne de onların yargılanışlarının haksızlığı düzeltilebildi. Hatta daha başka yargılanış biçimleriyle nice hayatlar çürüdü o günden bugüne. Tarihin tekerrür ettiği rezillikleri günümüzde de seyrediyoruz. * Yakalandıkları yer ve tarih Deniz Gezmiş (1947 Erzurum doğumlu – Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi), 16 Mart 1971, Gemerek; Yusuf Aslan (1947 Yozgat ili Çekerek doğumlu – ODTÜ Fizik bölümü 2.sınıf öğrencisi), 16 Mart, Şarkışla; Hüseyin İnan (1949 Kayseri ili Sarız doğumlu – ODTÜ’den ayrılma), 23 Mart, Pınarbaşı * -Dört Amerikalıyı esir alıp kaçırma olayı– s.11 Balgat’ta Amerikan üssüne girip dört askeri rehin almışlar. Otuz altı saat içinde istedikleri fidye ödenmezse sözde bu dört Amerikalıyı öldüreceklermiş. Sözde diye anlatılıyor çünkü hem öldürmeyi zaten istememişlerdi hem de zaten kimseyi öldürmemişlerdi. Yayınladıkları bildiri ses getirmiş; Dönemin Amerikan Başkanı Nixon ‘fidye ödenmeli’, İsmet Paşa ‘elinizi kana bulamayın’ şeklinde açıklamalar yapmış… Sonunda ne olmuş peki? Amerikalıları öldürmeden oradan kaçıp gittiler. * -Astsubay İbrahim Fırıncı- s.11 Yakalandıkları gün, hani Yusuf yaralanıyor ve Deniz kaçıyordu ya. Deniz orada bir adamı arabasıyla gasp ediyor. Bu kişi İbrahim Fırıncı. Öncesinde yaşanan arbedede astsubayın eşi yaralanıyor. Deniz arabayla kaçarken eşinin yaralanmasından dolayı üzüldüğünü belirtip beş yüz lira veriyor, eşini tedavi ettirmesi için. * “Onurlu ve dik yaşamak iz bırakır hayatta” s.13 * Mahkeme Süreci Deniz Gezmişlerin yargılanması, 16 Temmuz 1971’de başlayan 1.THKO davası mahkeme heyeti: Başkanlığında, Tuğgeneral Ali Elverdi. Emekli olduktan sonra 1975 seçimlerinde AP (Adalet Partisi)’den milletvekili oldu. İddia makamında, Yüzbaşı Baki Tuğ. O da siyasete atıldı. Mahkeme 18 kişinin idamına karar verdi. Meclisten geçti Cumhurbaşkanı onayladı Dönemin iktidarında Başbakan Nihat Erim (1971-1972), Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay. İlginçtir, bu on sekizin içinden sadece üçü idam edilmiştir. * “Kan gölü bir gün onu döktürenlerle birlikte susanları da boğar” s.40 Denizlerin avukatı Niyazi Ağırnaslı İsmet İnönü’den yargılamayla ilgili endişelerini bu sözlerle ifade etmiş. Şimdi bu davayı bırakıp günlük hayatımıza dönelim. Etrafımızda bize veya bize yakın olan veya yakın olmayanlara yapılan haksızlıklara, hukuksuzluklara, adaletsizliklere bakalım. Protesto edenleri ve etmeyenleri görelim. Haklıların yanında olanlara ve hiç sesini çıkarmayanları işitelim. Rengimiz, ırkımız, dinimiz, milletimiz, partimiz, kimliğimiz ne olursa olsun. UNUTMAYALIM, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Hz. Muhammed. * -Taylan Özgür- Kitabın 41.sayfasında gözünüze takılacak başka bir isim. Peki kim bu Taylan? 1968 öğrenci hareketi liderlerinden, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun kurucularından devrimci. 68 Kuşağı'nın faili meçhul cinayete kurban gitmiş ilk ismidir, katilleri hâlâ yakalanamamıştır.[1] Denizlerin idam edildikten sonra yanına gömülmek istedikleri kişidir Taylan Özgür. Ama cenazeleri ne onun yanına ne de birbirleri ile yan yana defnedildi. İzin verilmediği için aralarında boşluk bulunarak defnedilmişlerdir. * -Mahir- adı geçiyor 75.sayfada. Kim bu Mahir Çayan? Nedir bu Kızıldere Olayı? Mahir Çayan ve arkadaşları infazları engellemek için eylem olanakları araştırırlar. 26 Mart 1972'de Ünye'de NATO'ya ait radar istasyonunda çalışan iki Kanadalı ve bir Britanyalı teknisyeni kaçırır ve karşılığında Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın serbest bırakılmasını isterler. 28 Mart'ta rehinelerle birlikte Niksar'ın Kızıldere köyü muhtarının evinde kalmakta olan arkadaşlarının yanına giderler. 30 Mart günü muhtarın evinde askerler tarafından ablukaya alınırlar. Komutanların megafonla yaptığı teslim olun çağrılarına Mahir Çayan tarafından "Erleri geri çekin, rütbeliler gelsin" ve "Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik" sözleri ile karşılık verilir. Evi sarmış olan askerler eve girer. İlk Mahir Çayan düşer. Alnından aldığı yarayla evin çatısında can verir. Güvenlik kuvvetlerinin havan topları ve roketatarlarla evdekilere ateş açması sonucu Kızıldere olayı gerçekleşir. Çatışma sonunda Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Saffet Alp, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ahmet Atasoy, Ertan Saruhan, Sabahattin Kurt ve Nihat Yılmaz öldürülür. Evde bulunan Ertuğrul Kürkçü samanlıkta yaralı ele geçirilir. Rehineler ise çatışma sırasında ölürler. Cenazeler savcının nezaretinde Niksar'a götürülür. Olaydan sonra Mahir Çayan'ın cenaze aracı askerler tarafından durdurulur ve cenazesi kimsesizler mezarlığına gömülür. Ancak 1974’te Çayan'ın arkadaşları cenazeyi alır ve Ankara Karşıyaka Mezarlığı'na defnedilir. tr.wikipedia.org/wiki/Mahir_%C3%... * Nihat Behram biraz da meseleye bu denli duyduğu yakınlıktan olsa gerek, yargılanmış sonra da vatandaşlıktan çıkarılmış. “O günler, kendi karanlığı içinde geçti gitti. Geçen sadece günlerdi. Ölümse sadece biçim değiştirdi.” S.130 “Ondan sağ olarak aldıklarını, ona cansız olarak vereceklerdi” s.72 “Faşist uygulamaları tarih kimsenin gözünün yaşına bakmadan değerlendirecektir.” S.141 “Bir dava, hükmün verilmesine ve cezanın infaz edilmesine rağmen kamuoyunda kabul edilmiyor, tartışılıyorsa, o dava kapanmamıştır.” S.160 “Toplumların tarihi, sınıf mücadelelerinin tarihinden ibarettir.” S.164 * Son mektuplarından birkaç cümle s.50-51-52 Deniz Gezmiş, “…Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir...” Deniz, avukatlarından idam sehpasına giderken kendilerinin tanık olmasını ve yaşananları genç kuşaklara anlatmasını isterken, tarihe geçeceğini biliyordu. . Yusuf Aslan, “…Babacığım cezaevinde kalan arkadaşları ara sıra yoklarsan, hallerini hatırlarını sorarsan çok memnun olurum…” Yusuf’un bütün akrabalarına hitaben yazdığı mektubu savcı, babasına vermemiş. . Hüseyin İnan, “…Yazacak çok şey var, fakat hem mümkün değil, hem de sırası değil…” Hüseyin, avukatlarına ayağındaki beyaz lastikleri göstererek, buraya apar topar getirildiğini, bu yüzden ayakkabılarını giymeye fırsat bulamadığını söylemiş ve eklemiş “babama söyleyin, bu lastikleri gördüğü zaman, ayakkabısı yokmuş diye üzülmesin. Hücrede kalan ayakkabılarım Askeri Cezaevi’ne hediyem olsun.” * Ve asılırken tarihe geçen son sözler- 6 Mayıs 1972 YAŞASIN TÜRKİYE HALKININ BAĞIMSIZLIĞI. YAŞASIN MARSİZM-LENİNİZMİN YÜCE İDEOLOJİSİ. YAŞASIN TÜRK ve KÜRT HALKLARININ BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ. KAHROLSUN EMPERYALİZM..! … BEN HALKIMIN BAĞIMSIZLIĞI ve MUTLULUĞU İÇİN ŞEREFİMLE BİR DEFA ÖLÜYORUM. SİZLER, BİZİ ASANLAR ŞEREFSİZLİĞİNİZLE HER GÜN ÖLECEKSİNİZ. BİZ HALKIMIZIN HİZMETİNDEYİZ. SİZLER AMERİKA’NIN HİZMETİNDESİNİZ. YAŞASIN DEVRİMCİLER, KAHROLSUN FAŞİZM…! … BEN ŞAHSİ HİÇBİR ÇIKAR GÖZETMEDEN, HALKIMIN MUTLULUĞU VE BAĞIMSIZLIĞI İÇİN SAVAŞTIM. BU BAYRAĞI BU ANA KADAR ŞEREFLE TAŞIDIM. BUNDAN SONRA BU BAYRAĞI TÜRKİYE HALKINA EMANET EDİYORUM. YAŞASIN İŞÇİLER, KÖYLÜLER VE YAŞASIN DEVRİMCİLER. KAHROLSUN FAŞİZM..! … Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın boyunları ipte ve son nefeslerinde haykırdıkları bu sözlerdi işte. * Deniz, Yusuf, Hüseyin… Kuşkusuz suçlu idiler ama ölüm cezasını gerektirecek kadar değil! YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE! KAHROLSUN EMPERYALİZM! KAHROLSUN FAŞİZM!
Darağacında Üç Fidan
Darağacında Üç FidanNihat Behram · Everest Yayınları · 201911,8bin okunma
··
528 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
Okudukça kapanmayan yaralar tekrar kanıyor. Herkes biraz suçlu değil mi? Kim suçsuz olduğunu söyleyebilir ki! Bu gençler de herkes kadar suçluydu ama ölümü hak edecek kadar değil. Kısasa kısas diyerek ölüme götürüldüler. Ölüme giderken bile savundukları düşüncelerinden asla taviz vermediler. Çünkü davalarında haklılardı. Onları asarak öldürdüklerini düşünenler çok yanıldı. Ölüm onları yok etmedi. BİR DENİZ ÖLDÜ, BİN DENİZ DOĞDU. Ellerinize sağlık, kendinize çok değerli notlar yazmışsınız.
Şevkets okurunun profil resmi
Ölüme giderken bile ne af dilendiler ne de yaptıklarını inkar ettiler. Onurlu bir duruş sergilediler. Bir oldubittiyle idam edildiler...
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.