Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

216 syf.
·
Puan vermedi
Casusları ve hikayelerini seviyorum... Hem de sadece yakın dönem olanlarını da değil ama bizim casusları daha bir başka seviyorum mesela Osmanlıların İtalyada ajanlık yaptırdıkları Francesco Guiccardo yani bizim bildiğimiz adıyla Gevur Ali Reislerden, Kuşçubaşı Eşref Beye, Bulgar Sâdıktan Kara Vâsıfa, İngiliz Kemale, Yenibahçeli Şükrüye, Mehmet Fuat Doğuya kadar her birinin hikayesini dinlemeye okumaya meraklıyım. Siz de bu konulara ilgi duyuyorsanız önce Emrah Sefa Gürkan'ın "Sultanın Casusları" adındaki eserini okumalısınız. Osmanlı dönemindeki casuslar konusunda alanında en yetkin eser şimdilik o, bu introdan sonra gelelim Çiçeroya.. Bundan tam 50 yıl önce (21 Aralık 1970), “Çiçero” kod adıyla tanınan Türk casus Elyesa Bazna (İlyas Bazna), Münih'te, 66 yaşında, yoksul bir gece bekçisi olarak öldü... Kimdi Çiçero? Hakikaten Türklerin Kulczycki'si miydi? Çift taraflı casusluk yapan tamahkar biri miydi yoksa popüler kültür neticesinde abartılmış, kahramanlaştırılmış bir sembol isim mi? Sırasıyla ne düşündüğümü söyleyeyim, Türkler Viyana kapılarına dayandıkları zaman Leh (Polonyalı) Jerzy Franciszek Kulczycki, Nemçe(Avusturyalılar) lehine casusluk yapıyor, Yeniçeri kıyafetleri ile ordumuzun içerisinden sızan bilgileri not alıyor ve Jan Sobiesky’ye ulaştırmakta gecikmiyordu. Kralları Türk ordusundan ürkerek kaçmış olan Avusturyalılara Leh yardımı ulaştığında Türk ordusunun hamlelerinin neredeyse tamamını kestirebiliyorlardı. Nasıl oluyordu da Türkler bunu anlayamıyordu? Çünkü Türkçe bilen Sırp yardımcısı Dorde Mihaylovič ile giderlerken marş söyleyerek sınır hattını aşıyorlardı ve Yeniçeri kıyafetleri ile geziyorlardı. Güzel taktik... Kulczyki'nin Osmanlı ordusunun durumu hakkında verdiği bilgiler Jan Sobiesky'nin elini günden güne güçlendirdi ve Türkler Avusturya önünde bozguna uğrayarak ricat dönemine girmiş oldu. Sobieskynin Türk karargahından kalan Türk kahvelerini Kulczyckiye verdiği ve Kulczkynin bununla bir kahvehane açtığı iddia edilir. İşte Avusturyanın ayakta kalmasını sağlayarak tarihin seyrini değistiren Kulczyki ile Çiçero bağdaştırılır zira o da Türkiye'nin tarafsız kalma siyasetine katkıda bulunarak Türkiye'nin Sovyet Peyki olmasına da Alman nüfuzu altında girmesine de mani olan kişi olarak nitelendirilir. Ben bunun abartıldığını düşünenlerdenim. Bazna Almanlara sattığı belgelerle Abwehr'e çalışıyordu nitekim Ludwig Carl Moyzisch da yazdığı eserde onu anlatıyordu fakat Elyesa ilk önce kendinden bahsedildiğini bile anlayamamış Ben buradan Elyesanın hikayesinin heyecan katmak için abartılmış olduğunu düşündüm. Savaşın sonucunun kesinleşmeye başladığı 1944 yılında Alman büyükelçiliğinde görevli bir sekreterin müttefikler safına iltica etmesi üzerine ele geçmekten korkarak İngiliz büyükelçisinin yanındaki görevinden ayrılmasını da çift taraflı casusluğuna bağlıyorum. Eserin verdiği bilgiler güzel. Yazarın "Ich war Cicero"nun Türkçe tercümesini bize sunması da hoş ancak Diello Elyesa'nın kim olduğuna dair hiçbir bilgi yok eserde. Bu isim İlyas Baznanın ikincil bir adı mı?Acaba Kemal Bazna'nın oğlu mu yani Çiçero'nun torunu mu fakat "Diello" İtalyanca bir isme benziyor. Bir üçüncü ihtimal İngilizlerin çektiği Çiçero filmindeki Ulysses Diello adına bir gönderme mi "Diello Elyesa"? Bunların net bir şekilde ortaya konulmasını eserin müstearla mı yoksa hakiki bir isimle mi yazılmış olduğunu bilmek isterdim. Başta yazdıklarımı tekrar hatırlayın eğer bu tür meselelere ilginiz varsa mutlaka okumak isterseniz eğer ilgilenmiyorsanız sıkıcı bulmanız kuvvetle muhtemel...
Çiçero
ÇiçeroDiello Elyesa · Elhamra Yayınları · 2019893 okunma
·
217 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.