Gönderi

Uykularım kaçmaya başlamıştı yine. Sezonluk dizi gibiydi gördüğüm kabuslar, geceleri uyuyamıyor sabah da uyanmak bilmiyordum. En son ne zaman beraber kahvaltı yaptığımızı hatırlamıyorum baba, özür dilerim. Akşamları tarladan gelince kapıda karşılar kırk yıldır hasretmiş gibi öperdim ya hani (öyle derdin), "Öte git Saadet gızım bi, üstüm
··
102 görüntüleme
Mahmut okurunun profil resmi
Hâlbuki iyi bir başlangıç dilemiştim 16 gün önce keşke dilekler bu kadar tez son bulmasa... Okudum, sonuna kadar okudum, sıcakta da titrermiş dedin ya okurken de titrermiş insan, onu gördüm. Çok üzgünüm. Ne desem bilmiyorum. Hiç bir şey yeterli değil... Sadece üzgünüm. Allah sabır versin...
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Saadet Aydınlı okurunun profil resmi
Ne yazsam diyorum, ne demem gerekir bunlara? Diyebildiğim "hiç." Saat 00'ı geçtiğinde Ocak 9... uykuda değildim, ben, bir dizenin kanattığı yarayı öteki biriyle tuzlamakla meşgul... Soba söndü sönecek... Karşımda saatler sonra ölecek biri var, uyuyor. Sabah son kez uyanacak uykusundan, son kez uyuyacak... "Ateş düştüğü yeri yakar." Vurgu yüklemden önceki kelimededir denir, "düştüğü yeri." Sadece düştüğü yeri mi yakar? Vurgu aslında Ateş'tedir; onun yakıcılığında, perişan, kül edişinde, kıvrandırışında... Düştüğü yerde orayı kül edene kadar kalır ateş, ötekiler kısa süreli duyar teninde yangısını. Ateş düştüğü yeri yakar, sonra o yangın büyür, büyür, büyür... Başka canlar da yakar, tam şu an olduğu gibi... Yakınında olan kim varsa nasibini alır ateşten. Kıssadan hisse, bir musibet bin nasihat... Nasiple ele gelen köz; evi ateşe vermese de can acır, lâkin küle döndürmez. Zaten, evimiz dışına düşen her ateşle yansak nice olurdu halimiz? Başka hanelere düşen her ateş bizim hanemizi de yaksa... Dayanılır mı... İnsanoğlu işte, günler ölüm haberleriyle gelirken belki bir rakı sofrasında kadeh tokuşturmakta... Günler ölüm haberleriyle gelirken o, gün etmekte gününü umarsız, dememişler mi "çiğ süt emmiş" diye? Öte taraftan ölmekte olana yardım için ölümü göze alacak kadar da gönlü yüce... Zıtlıklar yumağı insan... Belki de bu yüzden ondadır koskoca dağlara yüklenmeyen emanet: can. insan hem çok güçsüz ve aciz, hem de metanetli dağlardan... "Sonra bir mezarlıkta Bir çukurun başında Bir kapının ağzında Herkes susar Konuşur ölüm Ve sürer hayat."
Sibel okurunun profil resmi
"Acı nasıl da yazdırıyor abla" demiştin bir keresinde. Şimdi de sen mi yazıyorsun Saadet? Yaz ama hep yaz sen. Seve seve, ağlaya ağlaya okurum ben de, şimdi olduğu gibi... Ölüm; doğmak kadar doğal dense de doğallığı kabul edilemeyen tek gerçek. Ne desem de teselli etmez biliyorum. Şöyle bir sarılıp saçlarını okşamak istemeyi kelimelerle anlatamıyor insan. Çok üzgünüm... Başın sağ olsun.
merih okurunun profil resmi
Hiçbir söz teselli etmez, acıyı soğutmaz ama.. Başınız sağolsun, sabırlar diliyorum, mekanı cennet olsun..🙏
Saadet Aydınlı okurunun profil resmi
"...Çalar kapı Görünür annenin sapsarı yüzü Binlerce kanadı kırık kuş o sıra Uçmaya calışırlar kentin üstünde Bağırırlar: -Baba öldü!"
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.