İnsan doğduğu aileyi, ülkeyi, hayatı seçemiyor. Hayat bizim tercihlerimizden ibaret. İnsan nasıl yaşayacağına kendisi karar veriyor, vermeli. Ama bu kitap bize tam tersini gösteriyor. Bir insanın, masum bir insanın, kaderini ten rengi belirliyor. Yargılamadan, konuşturmadan her zaman suçlu olabiliyor. Sebebi ise ten rengi.
Bu kitabı okurken kendimi hep siyahilerin yerine koydum. Dışlanan ben, köle olarak bakılan ben, sefalet içinde yaşayan ben. Ne acı...
Günümüzde bu anlayışın devam etmesine ne demeli peki? Önce insan olmalı herkes. İnsan olmak çok basit bir şey arkadaşlar. Sadece empati, gözlerinizi açın. Bakın dünyaya ne acılar var.
Bir çocuk gözüyle bakılmış kitapta. Ne masum bakış. Her çocuk saf duygularla dünyaya geliyor. Nefreti, kini, kötülüğü bilmeden. Onun tohumlarını biz atıyoruz. Bu kitap onu göstermiş. Siyahilerin de insan olduğunu ve hakları olduğunu, öcü diye nitelendirdiğimiz bir adamın bizim hayatımızı kurtarıp onun elini tutarak evine götürmeyi, siyahileri yeren bir öğretmenin Hitler'i eleştirirken bunun doğru olmadığını bilmesi gibi.
Dünyayı çocuklar yönetsin mi? Hayır yönetmesin ama ne olur biraz onlar gibi bakmayı öğrensin herkes.
Mutlu okumalar :)