Daha önce Amok Koşucusu adlı kitapta Ay Işığı Sokağı, Leporella, Bezginlik, Madalya, Leman Gölü Kıyısındaki Olay hikayeleriyle birlikte Bir Çöküşün Öyküsü kitabını da okumuştuk. Gerçekten de etkileyici bir hikayeydi ve bu sefer ki hikayeye konu olan kitapta da aynı hikayeyi okumama rağmen etkilendim. Beni etkileyen durum ise aslında hepimizin dönem dönem yaşadığı (ne kadar gerilirsek o kadar uzağa fırlarız) çöküşlerin bir temele indirgenmesi gibiydi. Yazarın sadece yazmak için değil de olayı yaşayarak, inanarak anlatması oldukça etkileyici. Bu da kitaplarını daha çekici kılıyor. Gözden düşen bir kadın, sanki o kadınla aynı evi paylaşır gibi her adımını anlatabilen ve gözümüzde canlandırmamızı sağlayan bir yazar, trajik ama Türk insanı psikolojisine yakın bir hikaye. Gerçekten de yeni nesil, bilhassa kız çocuklarımızın yaşadığı psikolojik bunalımları yer yer barındıran bir eser olmasıyla da dikkat çekici. İnsanların davranışlarından etkilenmeler, hırs, yer yer şiddet... Bunlardan bahsediyorum. Gerçi hangimizde hırs yok ki? Hiçbir şey yok deseniz ‘Kazanma ve Başarma’ hırsına sahip olduğunuza inanıyorum. Bunu da inkar edecek insan neden yaşar ki? Bir amaç olmalı. Benim olumlu baktığım bir eser oldu. Hepimize iyi sabahlar, mutlu bir haftasonu diliyorum..

Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,2bin okunma

·

17 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sadık Kocak