Siyasal islamcılara yönelik yazılmış bir havası var. "Herkes yanlış, herkes ahlaksız. Çünkü Batı'ya özendik." anlayışı ağır basmış. Büyük ihtimalle "Osmanlı'da zina yok, hiç hırsızlık olmadı, her şey mükemmeldi." mantığı bazı yerlerde ortaya dökülüyor. Kadınların bahsi geçen kısımlar da hoş değil. Ahlaksızlığın kadın temelli olması, kadının giyiminin tahrik edici olarak yorumlanıp sorumlu tutulması günümüz ahlak tartışmalarının ekmeğine yağ sürüyor. Kitabın dikkat etmediği konu din tüccarları. Sanki bu insanlar hiç yokmuş, olmamışlar gibi bir anlatım var. Abdullah gibi olmayanlar kendi istek ve arzuları için Batı'ya benzemiş demek doğru olmaz. Din tüccarlarının islama verdiği zararı hiçbir düşman verememiştir. Günümüzde bunun örneklerine hergün defalarca şahit oluyoruz. İnsanlar dinden uzaklaşıyor. Din tüccarları yüzünden "Gerçek islam ne?" sorusu cevapsız kalıyor hatta yanlış cevaplanıyor. Bunu unutarak yapılan eleştiriler samimi gelmiyor. Hatta bu eleştiriyi yapanların da tüccar olduğunu düşündürüyor.

Minyeli AbdullahHekimoğlu İsmail · Timaş Yayınları · 20123,253 okunma

·

30 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Fatih Cengiz