Sakinleri, kanaat ve huzur içinde yaşayan, zenginlik ve debdebede gözleri olmayan mümin ve mütevazı kimselerdi. Bu mütevekkil, asil insanlar, bütün fakr u zaruretlerine rağmen yaşayış tarzlarından gayet memnun, içinde bulundukları hayat şartlarından dolayı da o derece müsterihtiler. Huzur Sokağı'nın insanları için kitabın başında yapılan tanımlama bu. Hayali bile oldukça güzel olan böyle bir sokak benim gözlemlediğim kadarıyla maalesef yoktur. Yazar o dönemde de böyle bir sokağın eksikliğini hissetmiş olacak ki böyle bir roman çıkmış ortaya. Sokak kavramının gittikçe önemini yitirdiği günümüzde, okunması gereken bir kitap olduğunu düşünmekteyim. Kitap yazıldığı dönemde yeni bir çığır açmış, pek çok kişiyi derinden etkilemiştir. O kadar ki kitabı okuyanlar kılık kıyafetlerine ve yaşayış tarzlarına kadar değişmiştir. Bilenler bilir, yazar ülkeye "şulebaş" başörtü modelini getiren kişi olarak bilinir. Oldukça cesur bir konuyu ele almış yazar. Din ve özellikle başörtü konusu kitabın neredeyse ana konusunu oluşturuyor. Aşk ise yazılanları yumuşatmak için ortaya karıştırılmış bir konu. Aynı zamanda mümin kimsenin de aşktan uzak düşünülemeyeceğini, aşkın İslam hayatına ters olmadığını anlatmaya çalışmış muhtemelen bizlere. Huzur Sokağı'nın çehresi sokağa yeni dikilen modern apartmanla ve apartmana yerleşenlerle değişiyor. Apartmanda yaşayan açık giyimli bir kız olan Feyza'nın ve sokakta çok sevilen son derece mutaassıp yaşayan Bilal'in birbirlerine aşık olmasıyla başlayan romanın gereksiz yere uzatıldıkça uzatıldığını düşünüyorum. Bu da romanın okunabilirliğini düşürüyor. Yine Huzur Sokağı'nda yaşayan çok güzel karakterde insanlar var. Sayacı Hayri Dede, Bekir Ağa, Bilal'in ismini bir türlü öğrenemediğimiz annesi, Kabzımal Sedat Bey, Şükran vb. Kitap kanımca temel bir denge olan üzüntü-mutluluk dengesini çok iyi yakalamış. Karakterler sürekli acı çekmiyor. Kitapta hoşlanmadığım şeylerden biri, kitaptaki neredeyse bütün asri, açık giyimli insanların kötü karakterde gösteriliyor olması. Muhafazakar kesimde yaşayanlar ise hepsi iyi, temiz yürekli. Yazarın muhafazakar olmayan kesime karşı olan nefreti sözlerinden ve yarattığı karakterlerden çok rahatlıkla anlaşılabiliyor. Bu da Peygamber'in "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz." hadisine pek uymuyor. Yazarın yazdığı bu tarz sert ifadeler, kitabın yazıldığı dönemde gerçekten de sırf örtüsü yüzünden kötü muamelelere maruz kaldığını düşündürüyor insana. Gerçekçilikten uzak olan bir diğer nokta ise kişilerin bir anda bütün hayatlarını değiştirip tamamen kapalı ve mutaassıp bir yaşama dönmeleri. Yazım hatalarını da saymazsak oldukça zevkle okunacak ve insana değer katacak bir kitap olduğunu düşünmekteyim. Uzun zamandır beni bu kadar neşelendiren, üzen ve düşündüren bir roman okumamıştım. Keyifli okumalar...

Huzur SokağıŞule Yüksel Şenler · Timaş Yayınları · 202115,9bin okunma

·

14 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yasin YALÇIN