Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yalancı Peygamberler
Tuleyha, kendi kuvvetlerinin Hâlid b. Velîd komutasındaki ordu karşısında zor duruma düştüğünü görüp, feryat ederek, “Yazık size, sizi mağlup eden güç nedir?” diye sorunca adamlarından birinin cevabı şöyle olmuştur: “Bizden komutanından önce ölmeyi isteyen hiç kimse yok. Oysa şu anda biz, hepsi komutanından önce ölmeye can atan bir toplulukla savaşıyoruz.”(51) Sahte peygamberlerin ne uğruna mücadele verdiklerini gösteren bu cevap, onların hem bireysel güç ve otoritelerini güçlendirmek hem de kabile asabiyetini tatmin etmek için çabaladıklarını göstermektedir. Sahte peygamberlerin peygamberlik iddialarının insanlığa bıraktığı miras, sadece ölüm, zulüm ve gözyaşı oldu. Kendileri de bu kötü akıbetten kurtulamadılar. Allah, onları uydurdukları şeylerle baş başa bıraktı. Kur"an bu durumu ne güzel ifade eder: “Allah"a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, "Bana vahyolundu." ya da "Allah"ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim." diyenden daha zalim kimse var mıdır?” (52) Aslında sahte peygamberlerden hiçbiri, Allah"ı, Resûl-i Ekrem"i ve İslâm"ı tanımadığını söylemedi. Tam aksine, her biri onun eşsiz gücünü kendi menfaati için kullanmayı amaçladı. Bir anlamda her biri, şeytanın iğvasıyla İslâm"ın hükümlerinde bir tür eksiltme ve artırma çabası sergiledi. Peygamber Efendimizin hayatta olduğu dönemde başlayan sahte peygamberlik iddiaları günümüze kadar uzanan süreçte ve gelecekte de her zaman görülebilir. Bu bağlamda Resûlullah"ın hizmetkârı ve Suffe Ashâbı"ndan olan Sevbân"ın bildirdiğine göre, Hz. Peygamber, “Şüphesiz ümmetim içinde otuz yalancı çıkacak, her biri de kendinin peygamber olduğunu iddia edecektir.” buyurmuştur. Resûl-i Ekrem, bu ifadesiyle, söz konusu iddia sahiplerinin çoğalacağına işaret etmektedir. Bu hadisin sonunda, “Oysa ben, peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra hiçbir peygamber yoktur.” (53) şeklinde yer alan nebevî uyarı son derece önemlidir. Bu uyarı, günümüzde ve gelecekte bu anlamda ortaya çıkan veya çıkabilecek olan bütün iddiaları boşa çıkarmakta ve bu tür çıkışların her zaman başarısızlığa mahkûm olacağını bildirmektedir. Nitekim Kur"an, Hz. Peygamber"in peygamberlerin sonuncusu olduğunu, (54) dinin tamamlandığını, insanlık için din olarak sadece İslâm"ın kabul edileceğini,(55) İslâm"dan başka din arayanların âhirette hüsrana uğrayacaklarını ve isteklerinin asla dikkate alınmayacağını, (56) Kur"an"ın tahrife uğramaktan korunacağını (57) ve Hz. Peygamber"in bütün âlemlere peygamber olarak gönderildiğini (58) bildirmek suretiyle, bu konuda son sözü söylemiştir. Kendisinin son peygamber olduğunu mütevazı bir şekilde dile getiren Hz. Peygamber"in şu benzetmesi hakikati en güzel şekilde özetlemektedir: “Benim ve benden önceki peygamberlerin durumu, bir ev inşa eden kimseye benzer. O kimse evi güzelce yapıp mükemmel hâle getirmiş fakat bir köşede sadece bir tuğla yeri boş kalmıştır. İnsanlar bu evi dolaşırlar, ona hayran olurlar ve şöyle derler: "Keşke şu tuğla da yerine konulmuş olsaydı."” Resûlullah sözlerine şöyle devam etmiştir: “İşte ben o tuğlayım. Ben peygamberlerin sonuncusuyum.” (59) 51 BS17195 Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VIII, 282. 52 En’âm, 6/93. 53 T2219 Tirmizî, Fiten, 43;. D4252 Ebû Dâvûd, Melâhim, 1. 54 Ahzâb, 33/40. 55 Mâide, 5/3. 56 Âl-i İmrân, 3/85. 57 Hicr, 15/9. 58 Sebe, 34/28. 59 B3535 Buhârî, Menâkıb, 18.
Sayfa 207Kitabı okudu
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.