Oruç Aruoba'nın yazılarından bir kesiti alıntılamaya cesaret edemiyorum. Bana oldukça zor geliyor bu. Bağlamından kopuyor ve belli fikirleri temsil etmeye doğru gidiyor . Oysa Oruç Aruoba insanı içine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Her bir sayfa öncekiler ve sonrakiler ile anlam buluyor, nihai bir sona/amaca da ulaşma çabası gütmüyor. İçinize işliyor ve bir parça hüzün bırakıyor avuçlarınıza. Sizi yepyeni kalemlerle tanıştırmayı da ihmal etmiyor kitabın sonlarına doğru.
"anlamı olmalı bir şeylerin
biryerde, yeterince ararsan; bir anlamı acının
bir yeri sevincin..." diyor. Kitap boyunca işte bir takım hislere anlam ve bir yer aratıyor. Hörderlinden yaptığı alıntıyla da bir cevap vermeye çalışıyor belki de okuyucusuna;
"Ah!
insanın yabanıl yüregine denk bir yurt yok;
nasıl, güneşin ışınları yer yüzünde ilkin olgunlaştırdıgı bitkileri sonradan kurutup yakarsa, insan da öldürür yüreğinde gelişen tatlı çiçekleri; neşelerini, yakınlığını sevginin."
Kitabı incelemekten ziyade kitap sizi inceliyor ince ince.