Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Samimi ve akıcı bir dille yazılmış mükemmel bir kitap. Kız babası olduğum ve babasını kaybetmiş biri olarak bana çok dokundu, ama baba özlemini bu kadar insanın içine nakış gibi işleyen satırları daha önce okumamıştım. Yazar kitabın da, Selanik ve İstanbul'un ahşap konaklarında geçen görkemli geçen yaşamı, işgal yıllarını, ülkenin üzerine çöken kara bulutların arasından yeni bir devlet kurmaya çalışan idealist insanların çabalarını ve unutulmuşluğu anlatıyor. Çarpıtılmaya başlanan yakın tarihimizin birinci elden tanıklığını dinliyorsunuz. Cahit Uçuk'un anılarında anlattığı sadece onun değil, hepimizin geçmişi... Akşama doğru Cahit'in babasına duyduğu özlem öylesine arttı, büyüyüp çoğaldı ki, doğru kirli çamaşırların konulduğu sepetin başına koştu. Sabah babasının çıkardığı pijamalar en üstte duruyordu. Onları aldı, sonra Kaya'ya seslendi. Kaya koşarak geldi, kocaman siyah gözleri korku doluydu, ablasının sesi onu ürkütmüştü. Cahit elindeki pijamaları gösterdi. "Ben baba kokusu koklayacağım, belki sen de istersin diye çağırdım." Kaya'nın yüzü güldü, "İsterim" dedi. "Öyleyse benimle gel". Dadısıyla yattığı arka odaya girdiler. Yataklar köşeye yığılmış, üstleri bir pikeyle örtülmüştü. İki kardeş duvarla yatakların arasındaki daracık boşluğa sokuldular, babalarının pijamalarını yüzlerine dayadılar, koklamaya başladılar. Babasının kullandığı traş sabunu, losyonu ve çamaşırın sabun kokularının karışımıydı baba kokusu... Soluklandıkça özlemleri yatışacağına artıyor, çoğalıyor, dayanılmaz bir ateş olup yüreklerine kadar sokuluyordu. Çocukların ortadan kaybolduklarını fark eden Hadiye, bahçeyi, odaları, hatta çatıdaki odayı araştırdı. Şayan'a sordu, o, oyun bahçesinin solundaki mutfaktaydı, görmemişti. Hadiye yeniden eve girdi, sonra onları yatak yığmıyla duvar arasındaki aralıkta, babalarının pijamalarıyla sarmaş dolaş olarak buldu. Uyumuşlardı. Onları ürkütmeden uyandırmalıydı. Yavaş yavaş seslendi: "Çocuklarım, Cahitciğim, Kayacığım, sizlere verilecek güzel bir havadisim var. Öyle güzel ki, duyunca sevineceksiniz." Cahit'in gözleri açıldı. "Yoksa babam geri mi döndü?" "Yok canım, yolcu yolunda gerek, hayırlısıyla gitsin de, hayırlısıyla dönebilsin. Bugün Cemil amcamızla kiraladığım tarlamıza gideceğiz." Cahit yerinden fırladı, Kaya pek anlayamadı, gözlerini ovuşturuyordu. Hadiye güldü. Kızları içini açıvermişti, ikisinin de yanakları al aldı, gözleri pırıl pırıl. "Siz babanızın kirli pijamasıyla ne yapıyordunuz baka-ı?" Cahit Kaya'ya baktı. "Söyleyelim mi?" "Söyleme abla, annem belki de kızar." "Niçin kızacakmışım, söyleyin lütfen." Cevabı Cahit verdi. "Baba kokusu kokluyorduk." "Kirli pijamalardan mı?" "Kirli değiller ki, mis, mis kokuyorlar." Kaya söze karıştı: "Baba kokusu kirlenmez ki..." Burası beni benden aldı gözyaşları içerisin de devam ettim bir süre. ve son sayfasın da bir söz ile yine insanın içine işliyor. Bu kitabı herkese önerebilirim.
Bir İmparatorluk Çökerken
Bir İmparatorluk ÇökerkenCahit Uçuk · Yapı Kredi Yayınları · 201989 okunma
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.