Aslında sevmiyorum o eskilerin erkek hegamonyasındaki kibar hanımlarının kendince büyük aşklarını okumayı. Hayata karşı en küçük mücadeleyi vermekten aciz, koca parasıyla şık şık giyinip, süslenip, balolarda gezen ezik kadının aşkı beni hiç ilgilendirmiyor.
Bu kitapta öyleydi. Büyükannesi tarafından konaklarda büyütülmüş Celile, büyükannesinin ölümünden sonra dadısıyla birlikte amcasına sığınır. O çevrede tanıştığı Ahmet ile evlenir. Kendisine tapan kocasıyla on yıl evli yaşar ve karşısına çok güçlü, onurlu bir adam çıkar. Muhsin.
Muhsin'deki doğallığa aşık olur. Onu çok sever. Herşeyi terkeder ve ona gider. Muhsin'de ona sırılsıklam aşıktır ama içindeki kuşku ateşini söndüremez.
-Acaba Celile ona menfaati icin mi gelmiştir?
-On yıllık yuvasını bu kadar kolay terkeden kadına guvenilir mi...
Hem çılgın gibi sevip hem bu kadar endişeler taşımak...
Suat Derviş'in bu kitabı bende daha farkli bir tat bıraktı. Belki de okuduklarım içinde en çok etkilendiğim kitabı oldu.
Ah bir de kitabın son satırını değiştirebilseydim