Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

184 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?"
Her türden kitabı okumaya çalışan, çok yönlü gelişimi savunan biri olarak bu kitaba da değersiz bir inceleme yapmak istedim. Okuduğum her kitaba inceleme yazan biri değilim. Ancak bu kitap bu isteği oluşturdu. Arkadaşım, geçtiğimiz Cumhuriyet Bayramı günü sosyal medyada "Cumhuriyet sizin için ne ifade ediyor?" gibi bir soru sormuştu. Ona verdiğim cevapla aramızda geçen muhabbet sonrası birkaç kitap hediye etsem okur musun diye sormasıyla, kendimi çok yönlü geliştirmeye çalıştığım için ve merak ettiğim için, kabul ettim. Bu kitap hediye ettiği üç kitaptan okuduğum ikincisi. İlki "İşte Şeriat Budur" adındaki kitaptı. Hediye ettiği kitapların yazarlarını ve yayınevlerini biraz araştırdım. Yayınevleri Konya merkezli. Sanırım bir cemaat oluşumuna mensup kişilere aitler. Bu ülkemizde normal çünkü birçok cemaat ve tarikat var zaten. Bilinen şeyler...(!) Kitabın başında Kelime-i Tevhid'in mânâsı ve önemi anlatılırken; ileriki sayfalarda Kur'an ve sünnet merkezli Şerî kuralların yönetimde olması gerektiği görüşüyle, genel olarak siyasî göndermeler mevcut. Bu fikir üzerinde durmayacağım. Kitapta genel olarak faydalı bilgiler, güzel örnekler var. Ancak benim dikkatimi çeken, yazarın kendisiyle ve İslâmiyetle çeliştiğini düşündüğüm iki konu var: 1.si: Sayfa 122'de "Yani asıl mesele bizi yöneten kimsenin niteliği değil; asıl mesele bizi ne ile yönettiğidir." gibi bir ifadesi var. Ancak sayfa 141'de ise Kur'an ve hadislerin hangi insanlara karşı itaatten uzak duracağımızı belirttiği konusuna değinmiş. E hani nitelik önemli değildi? Ayrıca sayfa 141'deki konuda, 'kâfire itaat edilebilecek bazı şeyler olabilir ve mübahtır' diyor ancak günahkâra itaat konusunu anlatırken bunu söylemiyor. Kâfir günahkâra göre daha mı iyi? 2.si: Sayfa 175'de İslâm'ın emir ve yasaklarını sorgulamadan, komutandan emir alan asker gibi yerine getirmemiz gerektiğini belirtiyor. Daha önceki sayfalarda ise 'Akıllı olan insanın hakkı bulmaya çalışan ve doğrunun peşinde olan kişi' olduğunu yazdığını gördüm. Hem kendisiyle çelişiyor hem de ayetlerle. Rabbimiz; En'âm Sûresi 126. Ayet'te: "Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıkladık." Hud Sûresi 24.Ayet'te: "Bu iki grubun örneği; kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?" Duhan Sûresi 13. Ayet'te: "Onlar için öğüt alıp-düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir elçi gelmişti." diyerek insanı sürekli düşünmeye sevk ediyor. Düşünmeye dair o kadar fazla ayet var ki! Düşünmeden, hissetmeden, anlamadan yaparak programlanmış bir robottan ne farkımız kalır? Düşünmeden inanç olmaz. Düşünüp doğru karar vermeden de Müslüman olunmaz. Allah (C. C.), hepimize okumayı, düşünmeyi, hissetmeyi ve doğru karar vermeyi nasip etsin.
La İlahe İllallah Ne Demek Biliyor musun?
La İlahe İllallah Ne Demek Biliyor musun?Faruk Furkan · Menahil Kitap · 2014418 okunma
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.