Osmanlı Devletinin çöküş zamanı gencecik bir kızken gazeteciliğe başlayan Suat Derviş, ülkemizin öncü gazetecilerinden biri olmuş ve yaşadığı dönemin en çok eser veren yazarlarından olmuştur. Otuza yakın romanı olduğu, pek çok hikâye, makale, eleştiri ve çevirileri olduğu bilinen Suat Derviş’in en tanınan eseri Fosforlu Cevriye’dir.Diğer eserleri gazetelerde peyderpey tefrika edilmiş ve ne yazık ki çoğu kitap haline gelmeden kaybolmuştur. Ayrıca eserleri yabancı dillere çevrilen ilk Türk yazarlardandır kendisi. Ömrünün sonuna kadar daha doğrusu görme yetisini kaybedene kadar yazmıştır. Döneminin sosyal olaylarına tanıklık etmiş ve dolu dolu bir yaşam sürmüştür. İpek Sabahlık kitabı da onun biyografisi. Okunması rahat, akıcı, samimi bir Balcıgil eseri yine. Suat Derviş'i tanırken eser boyunca yakınçağ Türkiye tarihine de tanıklık edersiniz. Kurtuluş Savaşı, Osmanlı'nın son yılları, genç Türkiye Cumhuriyet' inin kuruluş yılları, yapılan inkılaplar, çok partili sisteme geçiş süreci, 2.Dünya Savaşı yılları gazeteci Suat Derviş vasıtasıyla biz okurlarla buluşuyor. Eserde edebiyat dünyasından kimler yok ki. Okurken o yıllar gözümde canlandı. Benim için çok kıymetli oldu. Nazım Hikmet ile başladı, Mehmet Rauf, Yusuf Ziya, Haldun Taner hatta Gülriz Suriri bile yer alır kitapta. Dünyada yaşanan ve etkileri Türkiye'de de hissedilen tüm olumsuz gelişmelere rağmen Suat yaşamı boyu yazmaya devam eder, kadın hareketini destekler, ilk basın sendikasının kurulmasında da etkin rol oynamıştır. Ünlü Derviş Paşa'nın torunu, Profesör İsmail Derviş ve Saraylı Hesna Hanım'ın kızı olarak dünyaya gelen Suat Derviş'in tüm hayatı çok başarılı aktarılmış. Eser bir Suat Derviş romanı diyor ama roman değildir bence, tam biyografi özelliği gösteriyor ki her sayfa sonunda bir dipnot yer almaktadır. 4 evlilik yapmış Suat kitaptaki ifadeleri ile ablası Hamiyet' e şöyle der:"önce bir güreşçi, ardından iflah olmaz bir romantik, sonra imtizansız bir deli, şimdi ise adı sanı gizli bir hayalet hayatıma giren erkeklerin özeti.” Lakin son eşi Reşat Fuat Baraner onun hayatında dönüm noktası olur. Hayata bakışı değişir bambaşka bir kimlik kazanır. Nasıl mı? Onu da okuyunca görürsünüz:) Kitaptan alıntılarla bitireyim tanıtımımı... Keyifli okumalar... "Güzeli anlatabilmek için çirkini, geceyi tarif edebilmek için gündüzü, iliklerinize, kemiklerinize kadar hissedebilmelisiniz." S. 43 "Karadeniz on beş kere açtı göğsünü on beş kere örtülü. Onbeşler'in hepsi bir komünist gibi öldü." N. Hikmet S. 86 'Bir suikast davası değildi bu Suat, iktidar savaşıydı. Birbirinden değerli, vatanı için canını gözünü bile kırpmadan verecek insanlar bir gecede yok edildi." S. 107 Paşaya yapılması planlanan suikaste yapılan yorum. "Memleketim, memleketim, memleketim Ne kasketim kaldı senin ora işi Ne yollarını taşımış ayakkabım Son mintanım da sırtımda palazlandı çoktan Şile bezindendi. Şimdi sen yalnız saçımın akında EN farktında yüreğimin Alnımın çizgilerindensin memleketim Memleketim Memleketim... NAZIM HİKMET S. 393

İpek SabahlıkOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20172,286 okunma

·

263 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.