Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
“Godot’yu Beklerken” adlı tiyatro metnini okuduğumdan beri hayran olduğum bir isim Samuel Beckett. Bu, onun hayata bakış açısını kendimle bağdaştırdığımdan olsa gerek. Mercier ile Camier adlı eseri ise yazdığı ilk Fransızca roman. Beckett, İrlandalı olmasına rağmen çoğu eserini bu dilde yazmış. Bunun sebebi ana dilinden uzaklaşıp düşüncelerini açıklığa ulaştırmakmış. Kitabın ilk ismi ise “Bondy Ormanlarında Mücadele Eden Mercier ile Camier’nin Yolculuğu” imiş ancak Beckett, kitabın adını kısaltmış. Bondy ormanları ise Paris’te hırsızların kaçtığı bir yer olduğundan Mercier ile Camier’nin hırsız olduğu var sayılıyor. Kitap, roman olmasına rağmen Beckett’ın kendine has tarzı dolayısıyla zaman, mekân ve olay örgüsü kavramından yoksun. Anlayacağınız kitap bize bir “anti-roman” havası sunuyor; alışılmışın dışına çağırıyor. Kara mizahıyla da birbirinden ayrılamayan iki kişiyi anlatıyor. Bu özelliğiyle de Estragon ve Vilademir’i hatırlattı bana. Kitapta, Mercier ile Camier’nin yolculuğuna şahit oluyoruz. Yolculuk genelde filmlerde ya da romanlarda değişime işarettir ancak bu Mercier ile Camier için geçerli değil. Onların içsel yolculuğuna şahit olabiliyorsunuz ama Camier’nin de dediği gibi “İlerlemek olası değil artık. Tıpkı gerilemenin de söz konusu olmadığı gibi.” Kendi içsel çatışmalarında boğulurlar. Bir anlam arayışındadırlar. Ancak, yolculuğun sonunda elde ettikleri hiçliktir. Kitapla beraber aydınlanmamak mümkün değil. İnsanı arayışlara, düşünceye itiyor. Belki diyor insan bu sayede şu saçma hayatıma bir anlam verebilirim. Fakat, öyle olmuyor. Kitap bize hayatın anlamsızlığını bir kere daha gösteriyor. Anlam arama çabasının boş olduğunu bir tokat gibi çarpıyor çünkü eninde sonunda elde edeceğimiz tek şey hiçlik. Ötesi yok. 
Mercier ile Camier
Mercier ile CamierSamuel Beckett · Ayrıntı Yayınları · 1998436 okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.