Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

220 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Bir, tipik bir Richard Bach romanı. Kelebek etkisi, paralel evren, kozmik uyum kavramları ilginizi çekiyorsa bu kitap da muhtemelen size bir şekilde hitap edecektir. Yok öyle değilse; şu soruların cevapları dikkatinizi biraz olsun celbediyorsa sırf bunun için bile okunabilecek bir eser: - Hayatlarımızı tesadüfler mi belirliyor? - Bugünkü halimizle çocukluğumuzun ya da gençliğimizin yanına gidebilseydik, ona ne tavsiye ederdik? - Gelecek halimizle konuşmak mümkün olsaydı, ona ne söylemek, ne sormak isterdik? - Hayatın gerçek anlamı, yaşadıklarımızın nedeni nedir? - Verdiğimiz kararlardan ne kadar sorumluyuz? Richard Bach'ın diğer kitaplarında olduğu gibi; Bir'de de derin bir felsefenin süslü olmayan, okuyucuyu boğmayan, yalın ve duru ifadelerle okuyucuya aktarıldığını gözlemliyoruz. Kitabın okuduğum baskısında yer alan ve sayıca fazla olmayan baskı, dizgi ve imlâ hataları şekil ve biçim açısından tek gördüğüm eksiklik. Bu kitabı Martı Jonathan Livingston (Çehov'un Martısı ile karıştırmayın) ayarında bulmadığımı ancak Mavi Tüy'den daha başarılı bulduğumu ifade etmek durumundayım. Öte yandan; Martı Jonathan Livingston'u bir animasyon olarak görmek nasıl güzel olacaksa, Bir'i de sinema filmi olarak görmek sanırım o kadar güzel olurdu. Bir, Bach'ın eşi Leslie ile birlikte üç aylık bir süre boyunca, Growly adını verdiği amfibi bir uçakla zaman-mekan boyutları içinde her iki yöne (geçmişe ve geleceğe) doğru yaptığı fantastik yolculuğu konu alıyor. Bu yolculuk içinde, Richard ve eşi Leslie'yi bazen çocukluklarına ya da gençliklerine giderek geçmişe rehberlik ederken, bazen eski çağdaki yansımalarıyla yüzleşirken, bazen de gelecekteki paralel kişiliklerinden bazı ipuçları elde etme çabasına girişirken buluyoruz. (Çevirmenin At-Elah olarak çevirdiği karakterin çoğumuzun bir şekilde tarihten aşina olduğu Attila [veya Atilla] ile aynı kişi olabileceği düşüncesi akılıma geliverdi. Eğer öyleyse neden Atilla değil de At-Elah?) Richard Bach'ın okumuş olduğum diğer iki kitabında (Martı Jonathan Livinston ve Mavi Tüy) olduğu gibi; bu eserinde de hayatın anlamını ve gizemini anlama çabası öne çıkıyor. Kitabın ilk bölümlerinde okuyucuya sezgilerine güvenmeyi öneren Bach, ilerleyen bölümlerde hiç bir şeyin tesadüfi olmadığı düşüncesinin kişiye hem iyi hem de kötü gününde yardımcı olabilecek bir tutunma noktası sunacağını ifade ediyor. Kişinin hayatında iyi ya kötü olarak nitelediği gelişmelerin, kişinin kendi tercihlerinin bir yansıması olduğunu; her iki durumun da sürekli ve kalıcı olmadığını, kişinin kendi hayatının ve tercihlerinin sorumluluğunu alması gerektiğini söylüyor yolculuklar birbirini takip ettikçe... Kitabın sonlarına yaklaştıkça Bach ve eşi, hem kendi içlerinde hem paralel evrendeki yansımalarında şiddetin ve barışın tercih edilmesinde iradenin rolünü, ruh halimizi ve tercihlerimizi belirleyen benzetimleri deneyimliyor ve aktarıyorlar. Eserin son iki sayfasından şu alıntılar ise -insanoğlunun aksi yöndeki tüm algı ve çabalarına rağmen, evrendeki zamandan ve mekandan bağımsız olan kozmik uyumun, her şeyin bir olduğu veya köklerini aynı bir'den alıyor olabileceğini gösterdiği düşüncesini çerçevesinde- sanki yazarın okuyucuya verdiği nihai mesaj gibi: "Aynı sevgileri paylaşan insanlar yabancı değildir... Hiç karşılaşmamış olsalar bile..." "Sevgili kuşkucu; ... çeşitlilikten, bu dikkate değer birlik doğmaktadır."
Bir
BirRichard Bach · Arkadaş Yayınları · 2005187 okunma
·
160 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.