Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Beyin normalde doğumdan itibaren işlev görmeye başlayacak bir organımız olmasına rağmen anne karnındaki embriyoda ilk ve en hızlı gelişim gösteren beden parçalarımızdan birisidir. Zira dünyada hayatta kalmak için aşırı gelişmiş bir beyin ve sinir dokusu geliştirme ihtiyacımız, zamanımızı oldukça daraltır ve hazırlıklara çok erken başlarız. Üstüne üstlük, annelerimiz dik yürüdüğü ve bu nedenle kalça kemikleri diğer primatlara göre daha dar olduğu için, beynin gelişimi tamamlanmadan erkenden doğmak zorunda kalırız. Bu nedenle de beyin gelişiminin büyük kısmı doğumdan sonraki yıllarda devam eder. Tıbbî tabiriyle söylersek, aslında hepimiz yetkinlik ve beden gelişimi anlamında “prematüre” yani “tam olgunlaşmadan önce” doğarız. Normal doğum zamanı olan yaklaşık 9 aylık süreçten önce doğan prematüre bebekler, çoğumuzun bildiği gibi hastanede belli bir süre müşâhede altında tutulurlar. Bu gereklidir çünkü özellikle ciğerleri nefes alıp verme işlevini yapmaya henüz uygun değildir. Olgunlaşma tamamlanınca bebek, anne bakımına teslim edilir. Normal bir doğum sonrasında meydana gelen insan bebekleri ise belki tıbben prematüre değildir. Fakat hayvanlar âlemindeki diğer canlılarla, memelilerle karşılaştırınca bizim bebeklerin durumu içler acısıdır. Doğum ânından iki, üç yıl sonrasına kadar anne bakımı ve aile desteği olmadan hayatta kalamayacak kadar yeteneksiz doğarız. Bir bebek zürafa doğumdan sonra dakikalar içinde yürümeye ve süt emmeye başlayabilirken, insan bebeklerinde yürüme bir yılı aşkın zaman alır. Bunun nedeniyse beyin devrelerinin bu işi yapacak kadar olgunlaşabilmesinin ancak bu kadar zamanda mümkün olabilmesidir.
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.