Dünyevi işler adaletle yürütülürse -sahibinin ahirette nasibi yoksa dâhi- ayakta durur, adaletle yürütülmezse -sahibi imanlı dahi olsa- ayakta duramaz. İbn Teymiyye bu şekilde adaletin öneminin imanla ilişkilendirilmeden de anlaşılabileceğine işaret etmiş ve kâfirlerde bile olsa adil düzenin dünyevî bakımdan sağlam ve güçlü olacağına vurgu yapmıştır.