Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Enes Kara

Enes Kara
@Enskr
Sıkı Okur
Malum olsun ki, belirtmiş olduğumuz gibi hanedanlık ve devlet başlangıçta bedevi olur. Bu yüzden, refah, adet ve itiyatlarının mevcut olmaması sebebiyle (mali bakımdan) ihtiyaçları az olduğundan giderleri ve harcamaları da az olur. Bu durumda da, vergi yoluyla sağladığı gelirler, masrafları fazlasıyla karşılar. Hatta gelir, ihtiyaçtan çok fazla olur. Sonra çok geçmeden hanedanlık, refah, adet ve itiyat itibariyle hadarilik dinini benimser. Kendisinden önceki hanedanlıkların usulüne göre hareket eder. Onun içinde hanedanlık mensuplarının ve halkın masrafları çoğalır. Bilhassa sultanın, yakınlarına yaptığı harcama ve bol bol ihsanda bulunması sebebiyle gideler çok büyük meblağa ulaşır. Artık mevcut vergi bu masrafları karşılayamaz. Onun için devlet vergileri artırmaya ihtiyaç duyar. Zira devleti himaye edenler (ordu) ata ve ihsana, sultan ise masraf yapmaya muhtaçtır.
Reklam
Enes Kara tekrar paylaştı.
“Çok öğrenen, unutur tüm şiddetli arzuları” – bunu fısıldıyor insanlar kendilerine tüm karanlık sokaklarda. “Bilgelik yorgun düşürür, değmez, değmez – hiçbir şeye; arzu duymamalısın!” – Bu yeni levhayı asılı buldum pazaryerlerinde bile. Kırın, ah kardeşlerim, kırın bu yeni levhayı da! Dünya yorgunları, ölümü vaaz edenler ve eli sopalılar astı onu; çünkü bakın, aynı zamanda bir kölelik vaazıdır bu! – Kötü öğrendikleri ve en iyisini öğrenmedikleri için, her şeyi çok erken ve çok hızlı öğrendikleri için; çok kötü yedikleri için, bu yüzden bozuldu mideleri, –
Nefs daimi surette, kendisine galip gelende, bir kemâl bulunduğuna itikad eder ve onun hizmetine girer. Ya ona saygı göstermek içinde yer ettiği ve galibi kemal sahibi olarak gördüğü için veya kendisindeki inkiyad halinin, "tabiî bir galebe"den değil, galipteki kemâlden ileri geldiği yolunda bir hataya sürüklenmiş olduğu için böyle davranır. Böyle bir yanlışlığa düşülmesi ve bunun aralıksız devam etmesi, bir itikad, bir inanç ortaya çıkarır. Bunun neticesi olarak mağlub, galibin bütün yol ve yöntemlerini benimseyip, her hususta onun yolunu tutar, ona benzemeye çalışır (teşebbüh, temessül, adapt, assimilation). İktida işte budur (tebaiyyet, taklit, imitation) .

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sahih bir hadiste nakledildiği gibi (Müslim, Mesacid, 25) Hz. Peygamber borçtan (ve vergiden) Allah’a sığınmışlardır. Ya Resulallah, ne kadar da çok, borçtan Allah’a istiaze ediyorsun? diye sorulduğu vakit, “Çünkü, insan borçlanınca konuşur ama yalan söyler, vaat eder lakin sözünden döner”, demişlerdi. Şu hâlde bir kabilenin boynunda, vergi ve borç zilletinden örülen bir yular gördün mü, mülke sahip olacaklar, diye hiç tamah etme, dünyanın sonuna kadar mülke sahip olamazlar zira (sömürülme, mülke ve iktidara engeldir).
Ayetin sevk ediliş tarzından ve mefhumundan anlaşılan odur ki: Tin’in (ve çölün bizzat kendisi değil, sadece maksadı, gayesi ve) hikmeti kast olunmuştur. Bu hikmet, zillet, kahr ve kuvvet pençesin (de ezilmiş olma halin)den yeni çıkan, aşağılanmayı ve horlanmayı huy haline getiren ve asabiyetleri bozulan bir neslin çölde yok olması, arkasının gelmesi ve onlardan gelen çölde diğer bir neslin (bedevi ve cesur bir zürriyetin) ortaya çıkmasıdır. Artık bu nesil zelil değil, azizdir. Ahkam, (kanun) ve kahr nedir bilmemektedir, üzerinde zillet damgası taşımamaktadır. Bu suretle diğer bir asabiyet vücuda gelmiş olmaktadır. Bu millet bu asabiyetle hakkını aramaya ve tagallübe muktedir bulunmaktadır. Maksat işte budur. Bundan senin de anlayacağın gibi söz konusu kırk sene, bir neslin yok olmasına ve tükenmesine ve yerine diğer bir neslin yetişmesine imkân veren müddetin asgarisidir. İlim ve hikmet sahibi olan Allah, her nevi kusurdan münezzehtir.
Reklam
Gıda maddelerinin çokluğu ve bunların rutubeti bedende bir takım işe yaramaz fazlalıklar ve kötü artıklar meydana getirir. Bu nevi artıklardan, beden (ve organlar) nispetsiz bir şekilde genişler. Bir sürü bozuk ve kokmuş salgılar hasıl olur. Bu durumu, donuk ve soluk bir renk takip eder. Fazla etli ve şişman olmaktan ötürü şekil çirkinliği vücuda gelir. Nitekim buna işaret etmiştik. Bahis konusu rutubetlerden hasıl olan ve beyne çıkan fena buhar, zihnin ve fikrin üzerini örter. Onun için de umumi olarak itidalden sapma hali, gaflet, dikkatsizlik ve aptallık husule gelir.
Enes Kara
Bir kitabı okumaya başladı
Mukaddime
Mukaddimeİbn-i Haldun
9.2/10 · 1.247 okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
·
115 günde okudu
Vücudunuz Hayır Diyorsa
Vücudunuz Hayır DiyorsaGabor Mate
8.6/10 · 897 okunma
886 syf.
·
Puan vermedi
·
1107 günde okudu
İslam'da Modernleşme
İslam'da ModernleşmeBedri Gencer
9.1/10 · 42 okunma
Reklam
Enes Kara tekrar paylaştı.
İnsanı boşluğa düşüren yokluk değil tokluktur.
Kuvvetli inançlar her zaman güçlü bir benlik duygusuna işaret etmez: Çoğu zaman tam tersi geçerlidir. Yoğun inançlar; kişinin, derinlerde yaşanan boşluğu doldurmaya yönelik, benlik duygusu oluşturmak için bilinçsiz çabasından başka bir şey olmayabilir.
Yüksek seviyede iç stresi çocukluğundan beri alışkanlık haline getirenler için, stresin yokluğu rahatsızlık yaratır, can sıkıntısı ve bir anlamsızlık hissi uyandırır. İnsanlar kendi stres hormonlarına, adrenaline ve kortizole bağımlı hale gelebiliyor, diye bir gözlemde bulunuyor Hans Selye. Bu tür insanlar için stres arzulanır bir duygudur; yokluğu ise kaçınılması gereken bir şey gibi gelir.
Nasıl hayır deneceğini öğrenmemiz engellendiğinde, bunu sonunda bedenlerimiz sonunda bizim yerimize hayır diyebilir.
406 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.