Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
Uzun zaman önce, ülkemizdeki türban (vaya başörtü) sorunu ile ilgili birkaç kitap okumaya karar vermiştim. Epey araştırma yaptıktan sonra bu konu ile ilgili piyasada olan kitapların, sorunu sosyolojik yönden değil de, daha çok siyasi yönden incelediklerini gördüm. Asıl istediğim tabi ki bu değildi. Kadınların neden geleneksel başörtüsünü bırakıp türbana yöneldiğini, yenilik ve eşitlik kavramlarıyla var olduğunu söyleyen kemalist (!) kesimin buna neden karşı çıktığını, 28 Şubat gibi bir süreci yaşamış ülkemizde neden hala başörtüsüne veya türbana ön yargıyla bakan insanların olduğunu öğrenmek ve bunun sosyolojik alt yapısını incelemekti. Ufak bir araştırmadan sonra, bu konuya istediğim açıdan yaklaşan tek kitabın Taha Akyol’un “Modernleşme Sürecinde Türban” kitabı olduğunu görmüştüm. Ancak, kitabı pek çok kitapçı da ve internet sitesinde aramış, bulamamıştım. Geçtiğimiz günlerde, sıkça yaptığım gibi, boş zamanlarımda kitap yorumları okurken bu kitabı satan bir internet sitesine denk geldim,  hemen aldım. Kitaptan çıkardığım tespitler şunlardır:                                 Son yüzyılda modernleşme, çağdaşlık ,iletişim, eğitim.. gibi kavramların hızlı bir şekilde dönüştüğünü, toplum hayatını etkilediğini görüyoruz.  Osmanlı’nın son dönemlerinde özellikle Jön Türkler veya Genç Subaylar gibi yapılanmalar, batıda gördükleri eğitimin de etkisiyle, yenilikçi hareketlere girişmişler, bu kavramların bizdeki ilk temsilcileri olmuşlardır. Fakat geneli asker kökenli olan bu insanlar, maalesef toplumda ki bu değişimi askeri bir bakış açısıyla (tek tip) uygulamaya çalışmışlardır.  Hatta öyle ki, bu ideallerini gerçekleştirmek için darbe yapmayı, muhaliflerini sürgüne göndermeyi ve karşı gelenleri meydanlarda asmayı göze alacak kadar işi amacından saptırmışlar ve Cumhuriyet Dönemi darbelerinde bir nevi psikolojik alt yapısını oluşturmuşlardır. Evet, bizde aydınlanma sürecine ön ayak olmak isteyen kesim maalesef bu bakış açısıyla işe başlamıştır. Değişim halkta değil, askeri ve bürokratik kesimlerle oluşturulmaya çalışılmıştır.                 Bu dönemde alt ve orta tabaka ise iyi bir eğitim alamamış, batılı bu kavramlardan haberdar dahi olmamıştır. Hayatlarını tarım, hayvancılık ve cepheden cepheye savaşlarda geçiren alt ve orta kesim, ancak Menderes Dönemi’nin oluşturduğu rüzgarla şehirleşmeye, ticarete atılmaya, sorunlarını dile getirmeye başlamıştır. Zaman içerisinde modernleşme ve şehirleşmeye bağlı olarak eğitim seviyeside artan alt ve orta kesim toplumsal değişimde artık geri planda kalmayacaktır. Kadınlar da bu değişim sürecinden etkilenerek sosyal hayata girmeye başlamış, erkeklerle eşit bir yurttaş olduğunu fark etmiş kısacası toplumsal hayata katılmıştır. Türban, köyden kente göçen, şehirli ve modern hayata katılan kadınların değişim aracı haline gelmiştir. Kadınlar, değişen sosyal yaşantılarına uyum sağlamak adına, geleneksel örtünme biçimini modern hale getirmiştir. Türban, kemalist kesimin iddia attiği gibi çağdışı değil, aksine çağdaş bir örtünme biçimidir. Zaten, kapalı kadınlar arasında, eğitim yükseldikçe türban takma oranının artma sebebi de budur. Peki, bu çağdaş örtünme biçimine kemalist kesimin karşı çıkmasının sebebi nedir? Bu kesim Osmanlı’da tek tipçi değişimi gerçekleştirmek isteyen askeri ve bürokratik kesimlerin (Jön Türkler ve Genç Subaylar) günümüzdeki temsilcileridir. Kendi yaşam şekillerini, kıyafet saplantılarını ve sosyolojik argümanlarını tek gerçek olarak görmekte ve bundan dolayı orta sınıfın gösterdiği baş kaldırıyı kabullenememektedirler. "Sorun, orta kesimin yükselişini anlamamak ve modernleşmeyi gardropta aramaktir."
Modernleşme Sürecinde Türban
Modernleşme Sürecinde TürbanTaha Akyol · Nesil Yayınları · 200815 okunma
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.