Yıldızlar birbirleriyle konuşabilir,
insan insanla konuşamaz.
Tanpınar bu romanında Türkiye’nin modernizme geçiş sürecini ve bu süreçte yaşadığı toplumsal sorunları ele almış.
Kitapta ; Büyük Ümitler I. Meşrutiyet
Küçük Hakikatler II. Meşrutiyet ve
Her Mevsimin Sonu Vardır Cumhuriyet Dönemi ile özdeşleştirilebilir. Eserin karakterlerine baktığımızda ise Hayri İrdal eşikte kalmış Türkiye örneği.Geleneğin temsili Seyit Lütfullah ve modernliğin temsili Halit Ayarcı ile adeta kuşatılmış.
Karakterimizin yaşadığı saçmalıklar, tutarsızlıklar, kurumların işlevselliğindeki aksaklıklar öyle ironik bir dille anlatılmış ki hüznünüz sürekli yarıda kalıyor. Sanki eleştirmemiş de aynı eksende hüzün, yergi, ironi ve hatta trajedi iç içe geçmiş.
Yazarın diğer romanları da ben de hep hatırı sayılır bir etki bıraksa da “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” başkaydı...
En iyisi düşünmemekti.Kaçmaktı.Kendi içine kaçmak.Fakat bir içim var mıydı?Hatta ben var mıydım?Ben dediğim şey bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi...